ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 25… Tabiat

ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 25... Tabiat - Jesus Christus´un Vahyi

<= Genel bakışa geri dön

Flag Turkey-270x180px Bölüm 25… Tabiat

=> PDF

ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 25… Tabiat
Jesus Christus´un Vahyi

Almancadan tercüme: Jasmin

Tabiat Kanunları
Rab şöyle konuşuyor…

  1. Ben size Tanrı’yı her şey olarak görmenizi öğrettim. O´nu ruhi tasavvur gücünüze sınırsız bir mucize olarak, uzayda harekete ve etkinliğe neden olan kudret olarak, kendisini hem en basit bir bitkide, hem de uzayda yörüngesinde dolaşan milyonlarca gezegenlerde gösteren – o dünyaların hiç birisi onu yöneten kanuna itaatsizlik etmez – yaşam olarak bilin.
  2. O kanun benim. İnsanları şaşırtan ve onlara tabiatın gizemlerini daha da derin keşfetmeyi sağlayan ve insanlara geniş bilimsel araştırma alanı açan Tanrınız sonsuz gelişmenin kanunudur. (39, 74 – 75)
  3. Kanunumun insanlara önderlik etmek için en yüce Yaratan’ın sevgi yoluyla hazırladığı bir yol olduğunu kavrayın. Çevrenizi saran, temel maddelerden ve sayısız organizmalardan oluşan yaşam hakkında derince düşünün. Sonuçta her canlının ve yaratığın yabancı ve gizemli bir güç tarafından yönlendirildiği izlenimini veren belli bir yolda veya rayında hareket ettiğini keşfedeceksiniz. Bu güç Tanrı’nın bütün yaratıklarına verdiği kanundur.
  4. Eğer siz bu önemli süreçleri araştırırsanız, o zaman her şeyin gerçekten en yüksek bir kanuna göre yaşadığını, hareket ettiğini ve büyüdüğünü sonuçta anlayacaksınız. (15, 4)

Tanrı’nın Tabiatta Varlığı

  1. Beni bütün yarattığım eserlerde arayın ve beni her yerde bulabileceksiniz. Beni duymaya çalışın ve güçlü sesimi bütün yaratıklardan çıktığını duyacaksınız; çünkü kendimi yaratılan eserler yoluyla ifade etmem bana zorluk çıkarmaz.
  2. Kendimi hem yıldızda, fırtınanın azmasında, hem de seher vaktinin hoş ışığında ortaya koyarım. Sesimi bir kuşun melodik ötmesinde çınlatırım, tıpkı çiçeklerin kokusuyla da kendimi ifade ettiğim gibi. Ve her ifade şeklim, her görünüm ve eserim size sevgiden, adalet kanunlarını uygulamaktan, bilgelikten ve ruhsal dünyada sonsuzluktan bahseder. (170, 64)

Tabiat Tanrı’nın Eseridir ve Ruhsal Dünya İçin Benzetmedir

  1. Birçokları tabiata var olan her şeyin yaratıcı kaynağı olarak tapmakla kendi tanrısı yaptılar. Fakat size söyleyeyim, kucağından bütün yaratıkların çıktığı bu tabiat – maddi güçler ve çevrenizi saran maddi elementler – yaratıcı değildir; o tanrısal Yaratan tarafından planlandı ve yaratıldı. Tabiat ne yaratılışın nedeni, ne de yaşamın nedenidir. Sadece ben, Rabbiniz, başlangıç ve sonum, alfa ve omegayım (ilk ve son). (26, 26)
  2. Etrafınızı bu dünyada saran ve kaplayan her şey sonsuz yaşamın kopyasıdır ve esaslı bir derstir ki, bu maddi şekillerle ve objeler yoluyla o anlaşılabilsin.
  3. Henüz bu harika dersin derinliklerini anlayamadınız ve insanlar yeniden dünyada yaşadıkları hayatı sanki sonsuzmuş gibi anladıkları için yanıldılar. İnsanlık, dünyada gördüğü şekillerle ilgilenmeyle yetindi ve bütün yaratıklarda var olan, esans ve hakikat olan tanrısal vahyi içeren her şeyi hor gördü. (184, 31 – 32)
  4. Siz çocuklarımın varlığı, sağlığı, beslenmesi ve iyiliği ve mutluluğu için tabiata koyduğum şeylerden sizi mahrum bırakmak istemiyorum.
  5. Tam tersine size söylüyorum: Size ruhun ekmeğini sunduğum, tanrısal esansları nefes almanıza davet ettiğim ve ruhi güzel kokularla canlandırdığım gibi, ayni şekilde tabiatın size sunduklarını ne görmemezlikten gelesiniz, ne de ondan uzaklaşasınız; çünkü öylece ahenk, sağlık ve enerjiye kavuşacaksınız ve böylelikle yaşam kanununu doğru olarak yerine getirmiş olursunuz. (210, 22)
  6. Akılsız yaratıklar içten bir sesi, ustası ve yöneticisi olan içgüdü tarafından yönlendirilirler. O annesinden, tabiattan kaynaklanan ve hayatında kat etmesi gerekli tehlikeli ve riskli yolunu aydınlatan ışık gibidir.
  7. Her çeşit yaratığın içinde yaşadığı ahengini, çalışkanlığını kendinize örnek alın. Sadakat ve minnettarlığın örneklerine değer verin. Onlar tanrısal bilgeliği içeren örneklerdir, çünkü o örnekler – onlar ayni şekilde benim yaratıklarımdır – benim yaratıklarımdan kaynaklanır öyle ki, onlar sizin çevrenizde olsun, size dünyada eşlik etsin ve ayni şekilde onlar da tabiata verdiklerimden faydalansınlar. (320, 34 + 37)

Tanrı’nın Çocuklarının Tabiata Karşı Gücü

  1. Eğer kanunumu yerine getirirseniz ve benden insanların iyiliği için rica ederseniz, tabiat güçleri size itaat edecekler. (18, 47)
  2. Tabiat güçlerinin duanızı duyabileceklerini ve sakinleşeceklerini size öğretmedim mi? Eğer o güçler benim sesime itaat ediyorlarsa ve eğer benim çocuklarım hazırlanmışlarsa, neden o zaman Rab´bin çocuklarının sesine itaat etmesinler? (39, 10)
  3. Ben ruha maddeye egemen olsun diye güç verdim öyle ki, yaşam sınavlarından başarıyla çıksın ve yolun son hedefine kadar ulaşsın. Fakat mücadele büyük olacak; çünkü insanlık ona inandığı tek krallığını dünyada kuralı beri, kendisi ve etrafını sarması gereken her şey arasındaki ahengi bozdu. Kibirli tahtında oturup her şeyi bilimin gücüne boyun eğdirmek istiyor ve tabiatın elementlerine ve güçlerine kendi dileğini zorla kabul ettirmek istiyor. Fakat bunda başarılı olamadı, çünkü insanlık ruhi kanunların arkadaşlık bağını çoktan beri kopardı.
  4. Şimdi bu halka tabiat güçlerinin onlara itaat edebileceğini söylediğim zaman, bazı insanlar buna inanmadılar. Şüphelenmeye nedenleri olduğunu size söylüyorum, çünkü tabiat asla ona değer vermeyenlere, zarar verenlere ve aşağılayanlara itaat etmeyecek. Buna karşın her kim ruhun ve maddenin kanunlarıyla ahenk içinde yaşarsa – yani çevresini saran her şeyle ahenk içinde yaşarsa – o insan hayatı boyunca Yaratan´la ahenk içinde yaşamış olacak ve tabiatın elementleri ona hizmet ve itaat edecekler, tıpkı bir çocuğun her şeyin yaratıcısı olan Baba’sına itaat etmesi gerektiği gibi. (105, 39)
  5. Eğer size tabiatın sesinizi duyabileceğini ve size itaat edeceğini ve saygı göstereceğini söylüyorsam, ne yalan söylüyorum, ne de abartıyorum.
  6. İsrail´in tarihi, hakikatimin şahidi olarak yazıldı ve onların tarihinde Tanrı’nın halkı tekrar tekrar tabiatın güçleri ve elementleri tarafından kabul edilip ona saygı gösterildiğini keşfedebilirsiniz. Bu sizin için de neden geçerli olmasın?
  7. Yoksa gücümün ve insanlara olan sevgimin zamanla değiştiğini mi sanıyorsunuz? Hayır, bu sözümü duyan kalabalık, ruhumun ışığı sizi sarıyor, gücüm ve sevgim sonsuz ve değişmezdir. (353, 64)

İnsan ve Tabiat

  1. Dünyanın milletleri, fakat dikkat edin, eğer benim size verdiğim ilhamları tabiat güçlerine meydan okumak için kullanırsanız ve sahip olduğunuz azıcık bilginizi kötüye kullanırsanız, o zaman acılı ve çok sert yanıtı hiç beklemediğiniz anda (tabiattan) alacaksınız. Siz havaya, ateşe, toprağa, suya ve bütün güçlere meydan okuyorsunuz. Eğer akılsızlığınız yüzünden kükreyen tabiat güçlerini durdurabilmeniz için tabiata karşı davranışlarınızı düzeltmezseniz, neyi biçeceğinizi şimdiden biliyorsunuz.
  2. Adaletimin sizin özgür iradenize izin verdiği ölçeği doldurmak üzere olduğunuzu uyarıyorum; tabiata çok meydan okuyorsunuz. Kendisini büyük hisseden küçükler olduğunuz için bu sözüm içinde bulunduğunuz tehlikeye karşı uyarmak için geliyor. (17, 60)
  3. Hiçbir yaprağın benim dileğim olmadan ağaçta hareket etmediğini söylemiştim ve size şimdi hiç bir tabiat elementinin benden başka hiç kimsenin dileğine itaat etmediğini söylüyorum.
  4. Tabiatın insanların istediği gibi kutsamalarla, okşamalarla dolu ve besin veren cömert anne gibi veya açlık ve susuzluğun egemen olduğu kurak bir çöl, yaşam hakkında bilge ve sonsuz vahiylerin ustası, iyilik, sevgi ve sonsuzluk veya insanların zararı, itaatsizlikleri ve yanılgılarına karşı acımasız bir hâkim olabileceğini size söylüyorum.
  5. Babanız olarak sesim ilk insanları kutsayarak: “Verimli olun ve çoğalın ve dünyayı denetiminize alın, denizdeki balıklara gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun” dedi.
  6. Evet, insanlık, insanlığı yarattım ki, havada, suda, karada ve tabiat güçlerinin efendisi ve onlara egemen olsun. Fakat size “efendi” dedim; çünkü bilimle tabiata egemen olma düşüncesinde olan insanlar köledirler. Tabiatın elementlerinin üstünden gelebileceklerine inanmalarına rağmen, kendi tecrübesizliğinin, kendini beğenmişliğinin ve bilgisizliğinin kurbanı olacaklar.
  7. İnsan gücü ve bilim karaları, denizleri ve havayı zapt etti, ama insanların gücü ve şiddeti tabiatın gücü ve hâkimiyetiyle ahenk içinde değildir ki, tabiat tanrısal sevginin ifadesidir ve onlar yaşam, bilgelik, ahenk ve mükemmelliktir. İnsanların eylemlerinde, gücünde ve bilimde gurur, bencillik, kibir ve kötülük kendini belli ediyor. (40, 26 – 30)
  8. Tabiat güçlerinin bozulmuş dengesinin ve bunun sonucunda tabiatın uğradığı derin değişmenin farkına vardınız mı? Tabiat güçlerinin size neden bela getirdiğinin farkında mısınız? Bunun nedeni ruhsal ve maddi yaşam arasında var olan ahengi bozmanızdan gelir. Ondan ötürü içine gömüldüğünüz kargaşalığa neden oldunuz. Fakat yaşamı yöneten kanunlara insanlar itaat ettiği sürece, her şey barış, bolluk ve mutlulukla dolacak. (108, 56)
  9. Sizi onun sayesinde yaşadığınız tabiatın elementlerine düşman olarak gördüğüm sürece, eylemleriniz nasıl mükemmel olabilir?
  10. Öğretim tabiatın elementlerini ve güçlerini kullanmanızı engellemek istemiyor, ama onları iyi amaçlar için kullanmanızı buyuruyor ve öğretiyor.
  11. Elinizdeki tabiat güçleri arkadaştan ve kardeşten sizi ağır cezalandıran hâkime dönüşebilirler.
  12. İnsanların kendi tecrübelerinin meyvesini toplama zamanı çoktan geldi öyle ki, onlar tabiat güçlerine meydan okumasınlar. Çünkü insanlar bütün bilimleriyle o güçleri durdurmayı başaramayacaklar. (210, 43 – 46)
  13. Bilimin ağacı fırtınaların kopmasıyla sarsılacak ve meyveleri insanlığın üstüne düşecek. Fakat o tabiat güçlerinin bağlarını insanlar çözmediyse, kim çözdü?
  14. Gerçi eski insanlar da hakikate, vicdanın ışığına uyanmak ve kendileri kanunun altına almak için acıları tanımak zorundaydılar. Ama bu devrin gelişmiş, bilinçli ve eğitimli insanı yaşam ağacına zarar vermeye nasıl cesaret edebilir! (228, 28)
  15. Tabiat güçlerinin insanların üstüne gelmesini sağlamakla insanları cezalandırdığımı düşünenlere büyük bir yanılgıda olduklarını söylüyorum. Çünkü tabiat gelişir ve değişir. Eğer kanunumu yerine getirmezseniz, bu değişmeler veya geçişler felaketlere neden olurlar, fakat tabiatın neden olduğu felaketleri Tanrı’nın cezası olarak görüyorsunuz.
  16. Aslında tabiatta adaletim kendisini gösterir; fakat siz – ruhunuzu aydınlatan tanrısal kıvılcımlı öncelik tanınan yaratıklar – çevrenizdeki tabiatla ahenk içinde yaşasaydınız, o zaman ruhunuz tabiatın değişmeleri ve tabiat güçlerinin üstüne yükselmiş olacaktı ve siz acı çekmeyecektiniz. (280, 16)
  17. Tabiat büyük bir yaratıktan başka nedir? Evet, öğrenciler, tabiat kucağında yarının insanlarını barındırabilmek için kendisini geliştiren, arıtan, gelişen ve mükemmelleştiren bir yaratıktır.
  18. Tabiatın kendisini mükemmelleştirmesi için doğal gelişme safhalarına ne kadar sık öfkelendiniz ve sizin de tabiatla ve yaratıklarla birlikte arındığınızı, geliştiğinizi ve mükemmelleşmeye doğru gittiğinizi bilmeden, bunu Tanrı’nın cezası sandınız. (283, 57 – 58)