ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 27… Öbür Dünya

ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 27... Öbür Dünya

<= Genel bakışa geri dön

Flag Turkey-270x180px  ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 27… Öbür Dünya

=> PDF

ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 27… Öbür Dünya
Jesus Christus´un Vahyi

Almancadan tercüme: Jasmin

Ruhsal Yaşam Hakkında Gerekli Bilgi
Rab şöyle konuşuyor…

  1. Ruhsal öğretiler açısından bugünün insanlarını ne kadar da bilgisiz buluyorum. Bunun nedeni ise insanların onlara benim kanunumu ve öğretimi sadece yardımcı olan ahlâk öğretisi olarak açıklamış olmalarından, fakat öğretimin onların ruhunu mükemmel yurda götüren yol olarak açıklanmamış olmasından gelir.
  2. Çeşitli mezhepler insanların kalplerine yanlış bir ruhi bilgi korkusu ektiler. Bu da benim vahiylerimden uzak durmalarına ve daha da bilgisizliğin karanlığına batmalarına neden oldu. Neden olarak da ruhsal yaşamı keşfedilmez bir gizem olarak öne sürdüler.
  3. Bunu iddia edenler yalan söylüyorlar. İnsanlığın başlangıcından beri Tanrı’nın insanlara verdiği vahiyler ruhsal yaşamdan bahsettiler. Aslında size henüz o kabiliyete sahip olmadığınız için bütün öğretimi vermedim, bilhassa zamanı geldiği zaman. Ama Baba’nın size bugüne dek vahiy ettikleri ruhsal yaşam hakkında yeterli bilgi sahibi olmak için size yeter. (25, 38 – 40)
  4. Bazı insanların özlediği ruhsal yaşam, diğer insanları korkutur, inkâr edilir ve hatta onunla alay edilir; fakat o yaşam muhakkak sizi bekliyor. O hepinizi alan kucaktır – size uzanan koldur – ruhun vatanıdır: bilirkişilere bile keşfedilmesi imkânsız bir gizemdir. Ama benim gizemlerimi her ne zaman kullandığınız anahtar o kapıyı açmak için sevgi ise, çözebilirsiniz.

“Cennet ve Cehennem”

  1. İnsanlar cehennemi bitmeyen ıstırapların yeri olarak hayal ettiler. Onların fikrine göre oraya Tanrı’nın kanunlarına aykırı davrananlar gider. Tıpkı ağır suçlar için insanlar cehennemi icat ettikleri gibi, daha hafif suçlar için de başka yer icat ettiler ve bir diğer yeri de ne iyilik, ne de kötülük yapmış olan insanlar için uydurdular.
  2. Her kim öbür dünyada insanların ne sevindiğini, ne de acı çektiğini söylerse, o insan size hakikati söylemez; hiç kimse öbür dünyada ıstırapsız değildir, ne de sevinçten mahrumdur. Ruh en yüce huzura kavuşmadığı sürece sevinçler ve ıstıraplar hep karışık olacaklar.
  3. Dinleyin çocuklarım; cehennem insan olarak doğanlarda ve artık insan olarak doğmayanlarda, bu dünyadakilerde ve öbür dünyadakilerdedir. Cehennem ağır ıstırapların, korkunç vicdan azaplarının, çaresizliğin, acıların ve ağır günah işleyen insanların acı dolu olmasının sembolüdür. Fakat ruhlarını sevgiye doğru geliştirmekle bu sonuçlardan kurtulacaklar.
  4. Gerçek mutluluğun ve gerçek huzurun sembolü olan cennet ise Tanrı ile birlikte yaşamak için dünyanın tutkularına sırtını çevirmiş olan insanlar içindir.
  5. Vicdanınıza sorun, o zaman cehennemde mi, yoksa suçlarınızın kefaretini ödediğinizi mi veya cennetin huzuru içinde yaşadığınızı mı, bileceksiniz.
  6. İnsanların cennet veya cehennem dedikleri belli bir yer değildir, o “ruhtan vadiye” ulaştığınızda (öbür dünyada) ruhunuzun biçtiği eylemlerinizi içeren sonuçtur. Herkes kendi cehennemini yaşar, kefaret dünyasında yaşar veya Tanrı’nın Ruhu´yla yükseliş ve ahengin getirdiği mutluluğun tadını çıkarır. (11, 51 – 56)
  7. Tıpkı insanın bu dünyada benim krallığıma benzer ruhi huzur dolu bir dünya kurabilmesi gibi, kendi kötülükleri sayesinde kötü alışkanlıklar, kötülükler ve vicdan azabıyla dolu cehennem gibi bir yaşam sürdürebilir.
  8. Öbür dünyada da insan ruhu karanlıkların, kötülüklerin, nefretin ve intikamın dünyalarında ruhunun eğilimine, yanılgısına ve tutkularına göre kendisini bulabilir. Fakat size doğrusunu söyleyeyim, insanların dünyevi biçimler ve tasvirler yoluyla izah ettikleri hem cennet, hem de cehennem ruhun çeşitli gelişme safhasından başka bir şey değildir: birisi erdemlerinden ve ruhen gelişmesinden dolayı mükemmelliğin zirvesinde, diğeri ise karanlığın, kötülüklerinin ve ruhi körlüğünün uçurumundadır.
  9. Adaletliler için onun olduğu yer önemli değildir, çünkü o her yerde huzuru, Yaratan’ın cennetini içinde taşıyacak. Pak olmayan ve şaşkın ruh ise en iyi dünyalara olsa da, içinde durmadan arıtılıncaya kadar onu yakan vicdan azabının cehennemini hissedecek.
  10. Ben, Babanız, sırf sizi cezalandırmak için ve böylece sizin hakaretlerinizin intikamını almak için böyle yerler yarattığıma inanıyor musunuz?
  11. Böyle teorileri öğretenler ne kadar da dar kafalı!
  12. Sonsuz karanlığın ve sonsuz ıstırabın bazı ruhları (ölümden sonra) beklediğine inanmanız nasıl mümkün olabilir? Onlar günah işlemiş olsalar bile, buna rağmen hep Tanrı’nın çocukları kalacaklar. Eğer onların bilgiye ihtiyaçları varsa, iste Usta burada! Eğer onların sevgiye ihtiyaçları varsa, iste Baba burada! Eğer onlar günahlarının affını özlüyorlarsa, iste burada mükemmel hâkim!
  13. Beni aramaya çalışmayanlar ve hatalarını düzeltmeyenler bana gelmeyecekler. Fakat benim adaletime ve sınavlarıma karşı gelen hiç kimse yoktur. Bana sadece (kötülüklerinizden) arınmış olarak gelebilirsiniz. (52, 31 – 37)
  14. Baba’nın sahip olduğu evler arasındaki yerlerin bir tanesi bile karanlık değildir, hepsinde ışık vardır, fakat bilgisizliklerinden ötürü ruhlar gözleri bağlı olarak öbür dünyaya girerse, o görkemi nasıl görebilirler?
  15. Eğer bu dünyada bir köre ne gördüğünü sorarsanız, size o sadece karanlık diye yanıt verecek. Güneşin ışığı olmadığı için değil, aksine o ışığı göremediği için. (82, 12 – 13)
  16. Bu devirde size söyledim: insanların cehennem hakkında uydurdukları tasavvurları beslemeyin, çünkü bu dünyada savaşlarınızla ve düşmanlıklarınızla yaratmış olduğunuz yaşamdan daha büyük bir cehennem yoktur. Vicdan insanın hatalarını gözler önüne serdiği zaman, öbür dünyada ise ruhun vicdan azabından başka hiçbir başka bir ateş yoktur. (182, 45)
  17. Dini yobazlıkları yüzünden öbür dünyada sadece cehennemde cezayı bekleyenler ve bu fikre bağlı kalanlar, kendi cehennemlerini yaratacaklar, çünkü ruhun şaşkınlığı insan aklının şaşkınlığı gibidir ve hatta daha şiddetlidir.
  18. Şimdi: “Usta, onlar için kurtuluş var mıdır?” diye soruyorsunuz. Size söylüyorum: kurtuluş herkes için vardır, ama huzur ve ışık o ruhlara sadece ruhi körlükleri çözüldüğü zaman ulaşacak.
  19. Var olmayan şeyleri gören aklı şaşkın (deli) bir insanın haline acıdınız mı? Eğer öbür dünyada şaşkın ruhların kendi hayallerinde canlandırdıkları cehennemi görseydiniz, ıstıraplarınız ne kadar büyük olurdu! (227, 71)
  20. Bu vahiyler karşısında titremeyin; tam tersine, bu sözün cehennemde sonsuz ceza tasavvurunu ve geçmiş devirlerde size verilen cehennemde sonsuz ateş yorumlarını çürüttüğüme sevinin.
  21. “Ateş” ruha acı çektiren ve altının döküm potasında arıtıldığı gibi onu arıtacak olan ıstırabın, kendini suçlamanın ve pişmanlığın sembolüdür. Bu ıstırapta benim dileğim ve dileğimde ise size olan sevgim vardır.
  22. Eğer ateşin insanın günahlarını bertaraf ettiği doğru olsaydı, o zaman bütün günah işleyenlerin vücutları burada dünyada ateşe atılması gerekirdi, çünkü öldükleri zaman o ıstırabı hissetmezlerdi. Çünkü vücutlar asla ruhsal alana yükselmezler, tam tersine, vücudun görevi sona erdiği zaman, orada tabiatla birleştiği ve tabiattan kaynaklandığı toprağın içine gömülür.
  23. Fakat sizin “sonsuz ateş” dediğiniz vücut için kastedilmediğine, bilakis ruh için olduğuna inanıyorsanız, bu da diğer bir ağır yanılgıdır, çünkü ruhsal bölgelerde maddi elementler yoktur, ne de ateşin ruha bir etkisi vardır. Maddeden doğan maddedir, ruhtan doğan ruhtur.
  24. Sözüm, herhangi bir iman kanısına saldırmak için aşağıya gelmez. Eğer birisi bunu düşünüyorsa, çok yanılıyor. Sözüm yanlış yorumlanmış olanları ve ondan dolayı nesilden nesille aktarılan yanılgılara neden olmuş olan bütün içerikleri açıklayacak.
  25. Eğer ruhları yanılgılarından ve günahlarından kurtarmaya gücüm yetmeseydi, benim kanunumun ve öğretimin ne değeri olurdu? Eğer birçok insan ruhu sonsuza dek (öbür dünyada) ceza çekmek zorunda olsaydı, bu dünyada insan olarak yaşamış olmamın ne anlamı olurdu? (352, 44 – 48)
  26. Bazı insanlar, ölümün onlara aniden gelebileceğinden korktukları için ve o zaman Rab´be sunabilecek hiç bir ödülleri olmadığı için iyilik yapmaya yönelirler. Diğerleri ise kötülükleri bırakırlar, fakat sadece günahkâr olarak ölme korkusundan ve bu yaşamdan sonra sonsuz cehennem ıstırabını çekmek zorunda olduklarından ötürü.
  27. Birçoklarının hayal ettiği ne kadar darmadağın ve hatalı bir Tanrı tasavvur şekli bu! Ne kadar adaletsiz, korkunç ve gaddar! Eğer bütün insanların işlediği günahları ve cinayetleri bir araya getirirsek, bu sonsuza dek süren cehennem cezasının iğrençliğiyle kıyaslanamaz. Sizin fikrinize göre Tanrı günah işleyen çocuklarını ebediyen cehennem cezasına mahkûm eder. Size Tanrı’nın en yüksek özelliğinin sevgi olduğunu göstermedim mi? Sonsuz ıstırabın Tanrı’nın özelliği olan sonsuz sevgisine tamamen zıt olduğunu düşünmüyor musunuz? (164, 3 – 34)
  28. Cennetin sonsuzlukta bir bölge olduğuna inanıyorsunuz ve günahlarınızdan ciddiyetle pişman olmakla ölüm saatinizde cennete gidebileceğinize inanıyorsunuz, çünkü o anda günahlarınızın affedileceğine güveniyorsunuz ve benim sizi cennete götüreceğimi sanıyorsunuz. Sizin inandığınız budur.
  29. Bense buna karşın size cennetin belli bir yer olmadığını, ne bir bölge olduğunu, ne de bir yurt olduğunu söylüyorum. Ruhun cenneti onun yüce duygu dünyası, mükemmelliği ve arınmış bir temiz durumudur. Yani cennete girmenize izin vermek kime bağladır – sizi hep çağıran bana mı, yoksa hep sağır olan size mi bağlı?
  30. Artık sonsuzluğu, Tanrı’dan olanı sınırlandırmayın. Eğer cennet öyle sizin inandığınız gibi belli bir yurt, bölge veya belli bir yer olsaydı, o zaman sonsuz olmazdı, anlamıyor musunuz? Tasavvur gücünüz bütün gerçekleri kavrama gücüne sahip olmasa da, ruhsal şeyleri daha yüce şekilde kavrama zamanı geldi. Ama en azından tasavvur gücünüz ona yaklaşsın. (146, 68 – 69)

Cennetin Müziği

  1. Meleklerin cennette sonsuza dek tanrısal konseri dinlediğini duydunuz. Eğer siz bu sembol hakkında düşünürseniz, o zaman dünyada dinlemeye alıştığınız müziklerin benzerini cennette de duyacağınıza inanmaktan sakının. Böyle düşünenler tamamen materyalizmin yanılgısına yenik düştüler. Buna karşın, eğer her kim cennetin müziği ve meleklerin o müziği duyarken mutluluğu hakkında konuştuğunu duyarsa, kim bu göksel konserde Tanrı’yla ahengi düşünürse, o hakikati söylemiş olacak.
  2. Her birinizin ruhunda evrensel konserin sesi olmasına rağmen, fakat bazılarının bunu böyle algılamamaları nasıl olur? Bazılarının bu sözü duyması, anlamaması ve hissetmemesi veya yanlış yorumlaması nasıl olur?
  3. Ah kavrama gücü zayıf sevilen çocuklar, duada ışığı arayın! Meditasyon yaparken bana sorun; çünkü sorularınız geniş ölçüde olsa da, size sonsuzluktan yanıt vermesini bileceğim. Size ben ayni şekilde sorular soracağım öyle ki, Usta ve öğrenciler arasında hakikatin ışığı doğsun.
  4. Cennetin müziği Tanrı’nın içinizde varlığıdır ve o konser esnasında bir kere ruhsal güzellik olan gerçek yükselişe ulaştığınız zaman, sesiniz çınlayacak. Bu cennetin müziğidir ve meleklerin şarkısıdır. Eğer onu öyle yaşar ve hissederseniz, o zaman hakikat benliğinizde parlayacak ve siz Tanrı’nın içinizde olduğunu hissedeceksiniz. Yaşam size sonsuz ve tanrısal bir konser sunacak ve onun her sesinde bir vahiy keşfedeceksiniz.
  5. Henüz güzel sesleri mükemmel bir ahenk içinde duymadınız – ara sıra hoş sesler, diğerleri ise gür. Eğer siz tesadüfen o sesleri duyarsanız, size o bir araya getiremediğiniz belirsiz bir ses gibi gelecek; onların güzelliğinin bilincine varamadınız. Ruhunuzdaki Tanrı’nın konserini duyabilmek için duyularınızı, tutkularınızı ve materyalizmin gölgesini arkanızda bırakmanız gerekir. (199, 53 – 56)

Babam´ın Evinde Birçok “Yer” Var

  1. Eserim, sonunda bütün ruhtan yaratıklar kanunumu yerine getirmede birleşene ve bu dünyevi yurdu mükemmelliğin dünyası olana dek, daha çok büyüyor. O anda dünyada yaşayanlar sevgimi bütün yaratıklarda hissedecekler ve daha iyi bir dünyada yaşamak için hazırlanacaklar. Bu dünya ruhunuz için sadece geçici olacak. Ruhunuz mükemmelleşme arzusuyla diğer bölgelere, öbür dünyanın diğer seviyelerine yola koyulacak.
  2. Size: “Babam´ın evinde çok yer var” dediğimi hatırlayın. Ve ruhunuzun daha da çok geliştiği ve böylece talimatlarımı daha iyi anladığınız bu devirde size: “Baba’nın evinde sonsuz sayıda yerler vardır” demek istiyorum. Bu dünyadan göçerken, hemen ruhunuzun en yüksek seviyesine ulaştığını sanmayın. Hayır, öğrenciler. Bu gezegende yaşamınız sona erdiği zaman, sizi yeni yurtlara götüreceğim ve böylece sizi hep mükemmelleşmenin sonsuz merdivenine yönelteceğim. Bana güvenin, beni sevin ve siz kurtarılacaksınız. (317, 30)
  3. Hemen bu dünyada krallığımın, cennetin ve görkemin ne veya nasıl olduğunu tasavvur edebilmeniz imkânsızdır. Sadece onun ruhun mükemmel bir durumu olduğunu ve oradan şimdi anlayamadığınız ve tasavvur edemediğiniz ruhun harika yaşamını görmeniz, hissetmeniz ve anlamanızla yetinmenizi istiyorum.
  4. Sizin dünyanızdan daha yüksek seviyelerde yaşayan ruhlar bile o yaşamın gerçeğini bilmediğini size söylüyorum. “Baba’nın kucağında” yaşamanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Eğer orada yaşarsanız, o zaman onun ne demek olduğunu bilebilirsiniz. Sadece o gizemin belirsiz bir duygusu, zayıf bir sezgisi ruhi gelişme yolunuzda teşvik olarak hafifçe kalbinizden geçer. (76, 28 – 29)