METIN / PDF – açmak / kapatmak
ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 30… Ruhun Reenkarnasyonlar Yoluyla Gelişmesi
Jesus Christus´un Vahyi
Almancadan tercüme: Jasmin
Gelişmenin Kanunu
- 1. Size söylüyorum, ruhunun birçok kez dünyaya geldiğini insan bilmelidir ve insanlık dağın doruğuna ulaşmak için kanunumun yolunda yukarıya doğru çıkmayı hâlâ başaramadı. (77, 55)
- İnsan, önceden inanmadığı bilimin gelişmesini ve keşfini yaşadığı için neden o zaman ruhun doğal gelişimine karşı geliyor? Neden o insanı durduran ve uyuşturan şeylere ısrar ediyor? Çünkü sonsuz yaşama bakıştan çekindiği için! (118, 77)
- Anlayın: Yaratılış görünüşe göre tamamlanmış gibi görünse de, buna rağmen her şey gelişiyor, değişiyor ve mükemmelleşiyor. Ruhunuz yoksa bu tanrısal kanunun etkisinden kaçabilir mi? Hayır, çocuklarım. Hiç kimse ruhaniyet, bilim ve yaşam hakkında son sözü söyleyemez, çünkü onlar benim sonu olmayan eserlerimdir. (79, 34)
- Kaç insan edindikleri bilgilerden ötürü ruhsal büyüklüğe ulaştıklarını sanıyorlar ve bana göre onlar ruhi gelişme yolunda kalmış çocuktan başka bir şey değillerdir. Çünkü düşünmeliler ki, sadece aklın gelişmiş olmasıyla ruhun gelişmesine ulaşılamaz, bilhassa o bütün karakterlerin gelişmesiyle olmalıdır. İnsanlarda mükemmelliğe ulaşmak için gelişmesi gereken birçok yetenek vardır.
- Benim sevgi ve adalet kanunum olarak insanlara ruhunun mükemmelleşmesi için bütün gerekli olanakları sunan uzun bir yola müsaade ettim ki, ruhun reenkarnasyon kanununu uygulamam bundan dolayıdır.
- Dünyada her seferinde yaşam kısa bir derstir, çünkü aksi takdirde insanların fırsatları kanunumu yerine getirmeyi mükemmelleştirmede çok kısa olurdu. Ama bu hayatın hedefini tanımanız vazgeçilmezdir öyle ki, yaşamın anlamını kavrayın ve insancıl mükemmelliğin temeli olan yaşamın ahengine ulaşın. Ruhsal yaşama ulaşıncaya dek, o zaman daha yüksek bir yaşam seviyesine ulaşmaya muktedir olacaksınız. Orada (ruhsal dünyada) size öğretmem gereken birçok ders hazırladım ve o kadar çok size vermem gereken vahiylerim var. (156, 28 – 29)
- Her şey durmadan büyürken, değişirken, kendisini mükemmelleştirirken ve gelişirken, neden ruhunuz yüzyıllar boyunca durgunlukta kalsın?
- Bilim sayesinde birçok şeyi keşfettiğiniz ve öğrendiğiniz için bütün yaratıklarda varlığını sürdüren durmadan gelişim size yabancı değildir. Bundan dolayı ruhunuzun geride kalmasını istemediğimi kavrayın ve uzun zamandan beri yaptığınız gibi ruhunuzu duraklamaya terk etmeyin. Çevrenizi saran her şeyle ahenk içinde yaşamaya çaba göstermelisiniz öyle ki, insanlar için gün geldiğinde doğa gizemlerini saklamak yerine size beyan etsin ve doğa güçleri sizin düşmanınız olmak yerine sizin hizmetkârınız, işçiniz ve kardeşiniz olsun. (305, 6, 8)
Doğru Anlaşılmış Şekilde “Bedenin Dirilişi”
- Şimdi dünya ruhun reenkarnasyonu olan “bedenin dirilişi” hakkındaki hakikati öğrensin.
- Reenkarnasyon demek maddi dünyaya geri dönüp yeniden insan olarak doğmak demektir; bir ruhun insancıl bir vücutta görevine devam etmek için dirilmesidir. Bu atalarınızın sözünü ettiği “bedenin dirilmesi” hakkındaki hakikattir. Ama atalarınızın reenkarnasyon hakkındaki yorumları ters ve saçmadır.
- Reenkarnasyon Tanrı’nın ruhunuza verdiği hediyedir öyle ki, o ruh maddi biçiminin küçüklüğüyle, dünyadaki geçici varlığıyla veya doğal zayıflığıyla sınırlandırılmamıştır, bilhassa ruh daha yüksek bir özyapıdan kaynaklandığı için bu dünyada büyük görevlerini yerine getirmek amacıyla birçok maddi vücudu kullanabilir.
- Bu yeteneğiyle ruh “beden”, ölüm ve bütün dünyevi şeyler karşısında sınırsız üstünlüğünü ölümü yenmekle, ona emanet edilen bedenleri arka arkaya değiştirip sağ kalmakla ispatlar. Ruh zamanın, dirençlerin ve ayartmaların galibidir. (290, 53 – 56)
- Yargı gününde ölülerin bedenlerinin dirilip ruhlarıyla birleşip Tanrı’nın Krallığı’na gireceğine nasıl inanabilirsiniz? Size eski zamanlarda öğretilenleri nasıl böyle yorumlayabilirsiniz?
- Ruh özgürce yükselerek geldiği yere geri giderken, beden bu dünyadandır ve bu dünyada kalır. “Bedenden doğan bedendir, ruhtan doğan ruhtur.” “Bedenin dirilişi”* ruhun yeniden bir vücuda sahip olmasıdır. Eğer bazı insanlar bunun insani bir teori olduğuna ve diğerleri ise bunun yeni bir vahiy olduğuna inanırlarsa, size doğrusunu söyleyeyim, size insanlığın başlangıcından beri dünyaya bu vahyi yaymaya başladım! Bunun ispatını eserlerimin kanıtı olan Kutsal Yazılar´da bulabilirsiniz.
*) Eski Hristiyanlıktan bilinen bu terim Hristiyanların İznik (Nicäa) Konsil´inde, yani o zamana kadar kısmen kabul edilen reenkarnasyon öğretisi İmparator Justinian tarafından yanlış öğreti olarak lanetlendi. Böylece ruhun “bedende” yeniden doğuşundan “bedenin dirilişi” oldu.
- Ruhunuz daha yüksek seviyedeyken ve yakında adil olmak gerekirse Tanrı’nın en adaletli ve en çok sevgi dolu kanununu kabul ederken, gene de bu devirde bu vahiy ruhunuza ulaştı. “Yargı günü” hakkındaki tasavvurunuzu reddedin; çünkü o sizin gününüz gibi değildir, çünkü o belli bir dönemdir ve “dünyanın sonu” sizin üstünde yaşadığınız gezegeninizin sonu değildir, bilhassa o dünyada yarattığınız bencil yaşamın sonudur. (76, 41 – 43)
- “Bedenin diriliş” gizemi ruhun reenkarnasyon vahyi yoluyla açıklandı. Bugün sevgi ve adalet kanununun anlamının ruhun kendisini mükemmelleştirmesi olduğunu ve ruhun asla yok olmadığını ve Baba’nın ona sunduğu açık kapıyı hep kurtuluş fırsatı olarak bulacağı için biliyorsunuz.
- Her ruha benim yargım bu (reenkarnasyon) kanunundan dolayı mükemmel ve amansızdır.
- Sadece ben sizi yargılamasını bilirim, çünkü her kader insanlar için anlaşılmazdır. Ondan dolayı hiç kimse diğer insanlar önünde rezil edilmeyecek veya ihanete uğramayacak.
- Ruhlar, günahlarında yanılgıya düştükten sonra, birçok mücadele ve değişken durumlardan sonra, uzun yolları kat ettikten sonra tecrübeleri sayesinde bilgelikle dolu olarak, acılar sayesinde arınmış, hak ettikleri eylemler sayesinde yükselmiş, uzun bir hac yolculuğundan yorgun, fakat mütevazı ve sevinçli olarak bana dönecekler. (1, 61 – 64)
Ruhların Farklı Gelişme Durumu
- Uzun bir zaman öncesinde ruhunuz benden yaratıldı; fakat onların hepsi ayni şekilde ruhi gelişme seviyesine ulaşmadılar.
- Onlar sizi ayni hedefe götürmelerine rağmen, kısmetler farklıdır. Bazıları bu, öbürlerine de diğer sınavlar saklıdır. Bir yaratık o yoldan, diğeri ise öbür yoldan gider. Siz ne ayni anda yaratıldınız, ne de hepiniz ayni anda Tanrı’ya geri döneceksiniz. Bazıları önde gidiyorlar, diğerleri ise arkada, fakat hedef hepinizi bekliyor. Hiç kimse kimin ona yakın olduğunu veya kimin ondan uzak yol kat ettiğini bilemez. Çünkü bu bilgiye sahip olmak için henüz olgunluğa ulaşmadınız; siz insancılsınız ve gururunuz sizin yıkımınıza yol açabilir. (10, 77 – 78)
- Her devirde, insanlık tarihinin eski zamanlarında bile yüksek ruhlu insanların örneğini gördünüz. Eski devirlerde bile ruhen çok gelişmiş insanların varlığını, eğer bu insanlar arka arkaya devam eden reenkarnasyonlardan geçmeseydiler ve reenkarnasyonlar onların yukarıya doğru gelişmesine yardım etmeseydi, nasıl açıklayabilirdiniz?
- Bunun nedeni ruhun bedenle ayni anda yaratılmamış olmasıdır ve insanlığın başlangıcı ruhla ayni zamana düşmez. Size doğrusunu söyleyeyim, öbür dünyada varlığını sürdürmeden dünyaya gelmiş olan hiçbir ruh yoktur. Hanginiz ruhun bu dünyaya gelmeden önce, öbür dünyada yaşadığı zamanı ölçebilir veya bilebilir? (156, 31 – 32)
Dünyadaki Önceki Yaşamları ve Kendi Gelişme Seviyesini Bilmek
- Ruh, bedenle birlikte olduğu sürece, dünyada önceki yaşamlarında hak ettiklerini bilemez. Ama şimdi yaşamının sonsuzluk olduğunu, doruğa ulaşabilmek için sürekli gelişme isteği olduğunu anlar. Fakat bugün hangi yüksekliğe ulaştığınızı bilmiyorsunuz. (190, 57)
- Aklınız izlenimleri ve ruhunuzun geçmişinin hatıra sahnelerini almaz, çünkü beden ruhun yaşamına girmeye izin vermeyen kalın bir perde gibidir. Hangi beyin ruhun geçmişi boyunca biriktirdiği resimleri ve izlenimleri alabilir? Hangi zekâ insani tasavvurlarla bağlantılı şekilde kavraması güç olanı kavrayabilir?
- Bütün bunlardan dolayı size, ne şimdiye dek ruhen kim olduğunuzu bilmeye, ne de geçmişinizin nasıl olduğunu bilmenize izin verdim. (274, 54 – 55)
- Bütün eserlerim benim tarafımdan “yaşam” adındaki bir kitapta yazılıdır. O kitabın sayfaları sayısızdır ve o kitabın bilgeliğine yazıcısı Tanrı’dan başka hiç kimse tarafından ulaşılamaz. Ama o kitabın her sayfasında Baba’nın bütün eserlerinin her zekânın anlayabileceği şekilde yazılı olduğu özetler vardır.
- Siz de içinde bütün eserlerinizin ve ruhi gelişme yolunda bütün adımlarınızın yazılı kalacağı durmadan hayatınızın kitabını yazıyorsunuz. O kitap sizin vicdanınızda yazılı kalacak ve o yarın sizden küçük kardeşlerinizin hayat yolunu aydınlatacak olan bilginin ışığı ve tecrübe olacak.
- Henüz o kitabınızın içindekileri siz bile bilmediğiniz için kimseye gösteremezsiniz. Ama yakında benliğiniz aydınlanacak ve siz gelişmenizden ve günahlarınızın kefaretinden ve tecrübelerinizden bahseden kitabın sayfalarını insanlara göstereceksiniz. O zaman insanlara açık bir kitap gibi olacaksınız.
- Görevlerini benimseyenlere ne mutlu! Onlar Yakup´un rüyasında gördüğü merdivende yukarı çıktıklarını hissedecekler ki, o ruhi yol insanları Tanrı’nın önüne götürür. (253, 6 – 8)
Sevginin Ruhsal Gelişme İçin Gerekliliği
- Tıpkı vücudunuzun yaşamak için havaya, güneşe, suya ve ekmeğe ihtiyacı olduğu gibi, ayni şekilde ruhunuzun da onun niteliklerine göre yaşam çevresine, ışığa ve besine ihtiyacı vardır. O ruh gelişmek için besini ararken özgürlüğünü kaybederse, tıpkı bir çocuğu beşiğinde yatmaya ve odasında kalmaya zorlamak gibi, zayıflar, solar ve ahmaklaşır. Onun organları felce uğrar, beti benzi solar, duyuları körelir ve yetenekleri cılızlaşır.
- Ruhun da felçli olabileceğini anlayın! Size dünyanın ruhen felçli, kör, sağır ve hastalarla dolu olduğunu bile söyleyebilirim! Hapiste gelişme özgürlüğü olmadan yaşayan bir ruh, ne bilgelikte, ne güçte ve erdemde büyüyen yaratıktır. (258, 62 – 63)
- Size doğrusunu söyleyeyim, sizi yükselten sevgidir, çünkü onda bilgelik, duygu ve yükseliş vardır. Sevgi, Tanrı’nın bütün özelliklerinin toplamıdır ve Tanrı bu alevi her ruhi yaratıkta tutuşturdu.
- Size kaç ders verdim öyle ki, sevmeyi öğrenin! Tanrı’nın merhameti size kaç kere fırsatlar, hayat ve reenkarnasyonlar verdi! Dersler gerekli olduğu sürece öğreninceye kadar tekrarlandı. Bir kere ders yerine getirildiği zaman, tekrarlamaya gerek yoktur, çünkü o ders unutulamaz.
- Eğer derslerimi çabucak öğrenseydiniz, acı çekmek zorunda kalmazdınız, ne de hatalarınızdan ötürü ağlardınız. Bu dünyada aldığı derslerden faydalanan insan bu dünyaya yeniden gelebilir, ama o daha büyük bir olgunlukla ve daha iyi yaşam şartları altında geri dönecek. Bir yaşamla dünyaya bir kez daha geliş arasında düşünüp taşınmak için gerekli olan ve yeni bir günlük ise başlamadan önce dinlenmek için gerekli olan hep dinlenme molası olacak. (263, 43 – 5)
Reenkarnasyonların Çeşitli Nedenleri
- Size doğrusunu söyleyeyim, insan yaşamının hiçbir devrinde insanlar kanunumun bilgisinden mahrum değildiler; çünkü insanın ruhunda bir tanrısal kıvılcımın ışığı, aklının sezgisi veya kalbinde bir sezgi eksik olmadı ki, o da vicdandır.
- Buna rağmen ruhunuz gözleri bağlı olarak öbür dünyaya geri döndü. Size söylüyorum, her kim bu dünyadaki yaşamın içerdiği derslerden, bu sınav vadisinden faydalanmazsa, o insan hatalarını telafi etmek ve her şeyden önce öğrenmek için dünyaya geri dönmek zorundadır. (184, 39)
- Öbür dünyalarda ruhlar ayni şekilde irade özgürlüğüne seviniyorlar ve günah işleyip sapa yollara düşüyorlar veya iyiliğe sebatlı kalmakla sizin bu dünyada yaptığınız gibi ruhen yukarıya doğru gelişiyorlar. Fakat belli bir zaman geldiğinde, seçilmiş olanlar asil bir görevi yerine getirmek için, diğerleri ise suçlarının kefaretini ödemek için bu dünyaya geri geliyorlar.
- Ama onların dünyayı görüş isteğine göre, dünya onların bazılarına kendisini cennet olarak, diğerlerine de cehennem olarak takdim edecek. Eğer onlar Baba’larının merhametini anlarlarsa, ruh için sadece kutsamalar ve hayat dersleriyle ekili ve onları vaat edilen ülkeye yaklaştıran bir yollu harika bir yaşamı görmeleri bundan dolayıdır.
- Bazıları bu dünyaya tekrar gelmek dileğiyle, diğerleri ise bu dünyaya bir daha gelmek zorunda olmanın korkusuyla dünyadan göçerler. Bunun nedeni ise insani benliğinizin henüz Tanrı’yla ahenk içinde yaşamayı anlayamadığındandır. (156, 33 – 34)
- Hiç kimse başka bir vücutta bu dünyaya geri dönmek zorunda olduğu düşüncesine karşı gelmesin. Reenkarnasyonun insan ruhuna ceza olduğunu da düşünmeyin. Bu dünyada yaşamak için belirlenmiş bütün ruhtan yaratıklar reenkarnasyon kanunu yolundan ruhen gelişmek ve onlara verdiğim görevi yerine getirmek için gitmek zorunda kaldılar.
- Sadece ruhen az gelişmiş insanlar yeniden dünyaya gelmek zorunda değildirler, ruhen gelişmiş olanlar da bir kere daha eylemlerini mükemmelleştirmek için bu dünyaya gelmek zorundadırlar.
- İlyas dünyaya gelmiş olan peygamberlerin en büyüğüdür; fakat o yaptığı büyük eserlerine ve büyük ispatlarına rağmen, başka bir devirde, başka bir vücutta, başka bir isimle bu dünyaya gelmek zorundaydı.
- Bu sevgi ve adalet kanununu (reenkarnasyon) insanlar uzun yıllar boyunca bilmiyorlardı, çünkü onu önceden bilmiş olsalardı, şaşkına dönebilirlerdi. Fakat Baba size birkaç vahiy ve işaret verdi ki, o bütün gizemlerin çözümünü olan bu devrin önünden giden ışığıydı. (122, 25 – 28)
Mükemmelliğe Giden Yol
- Işığın yoğunluğuna ulaşacağınız yol uzundur. Hiçbir yaratığın ruhun yolundan daha uzun bir yolu yoktur. Bu yolda ruhunuza şekil veren, onu düzleyen ve ona mükemmel bir biçim veren tanrısal heykeltıraşınızdır. (292, 26)
- Size doğrusunu söyleyeyim, tamamen arınmanız için ruhunuz bu dünyada ve öbür dünyada kendisini arıtmak zorundadır.
- Her ne kadar bu dünyaya dönmeniz gerekliyse, o kadar sık bu dünyaya geri dönmek zorunda kalacaksınız ve Baba’nın size verdiği fırsatları ne kadar çok sık kaçırırsanız, gerçek yaşama temelli girişinizi o kadar çok geciktirmiş olacaksınız ve gözyaşı vadisinde (acıların dünyasında) kalma sürenizi uzatmış olacaksınız.
- Her ruh (insan) dünyada her yaşayışında ilerlemeyi ve (ruhsal) gelişmesinin meyvelerini her seferinde ileriye doğru sağlam adımlar atmakla kanıtlamak zorundadır.
- Kendinize faydası olan tek iyi şeyin gerçek sevgi ve merhametle ve özellikle art düşüncesiz diğer insanlara yaptığınız iyiliklerin olduğunun bilincine varın. (159, 29 – 32)
- İnsanda birbiriyle mücadele eden iki güç vardır: geçici olan insancıl (fiziksel) tabiatı ve sonsuz olan ruhi tabiatı.
- Bu ebedi yaratık (ruh) ruhi mükemmelleşmesine ulaşabilmesi için çok uzun sürelerin geçmesi gerektiğini bilir. O çok insan hayatı yaşaması gerektiğini ve o gerçek mutluluğa ulaşmadan önce o hayatlarda birçok sınavdan geçmek zorunda olduğunu sezer. Ruh, gözyaşlarından, acılardan ve birçok fiziksel ölümden geçtikten sonra, aradığı mükemmelliğe olan özlemi bulacağını, o doruğa ulaşacağını sezer.
- Halsiz ve küçük şey olan beden ise ağlar, isyan eder ve ruhun çağrısına uymaya ara sıra itiraz eder. Sadece ruh gelişmişse ve “bedene” ve çevresindekilere karşı savaşta tecrübeliyse, o zaman ruh bedene egemen olmaya muktedirdir ve beden yoluyla kendisini beyan eder.
- Ruhun hac yolculuğu uzundur, yolu uzaktır, varoluş şekli çok kez ve çeşitlidir. Onun sınavları her an başka türlüdür. Fakat o sınavlardan geçerken yükselir, kendisini arındırır ve mükemmelleşir.
- O yaşamdan geçişinde bir ışık izi bırakır; ondan dolayı yükselmiş olan ruha çoğu kez vücudun inlemesi önemli değildir, çünkü o bedenin geçici olduğunu bilir ve ona küçük görünen olaylardan ötürü yolundan alınmasına izin vermez.
- Ruh bir an dikkatini “bedeninin” zayıflıklarına çeker, ama kısa süre yaşayan ve yakında toprağın altında kaybolacak olan (bedeni) çok sevmemesi gerektiğini bilir. (18, 24, 27 – 28)
Yaşamın Evrensel Okulu
- İnsanlığın başlangıcından beri ruhun reenkarnasyonu sevgi ve adalet kanunu olarak ve de Baba’nın sonsuz merhametinin ispat şekli olarak vardır. Reenkarnasyon bu zamanın öğretisi değildir, bilhassa her zamanındır ve size bu gizemi şimdi vahiy ettiğimi sanmayın. Çoktan eski zamanlarda insanlarda ruhun reenkarnasyonu sezgi bilgisi olarak vardı.
- Fakat maddeci bilimlere ve dünyanın definelerine değer veren insanlar kendilerine bedenin tutkuları tarafından egemen olunmasına izin verdiler. Böylece ruhsal şeyleri sezen kalbin insani lifleri katılaştı öyle ki, insanlar ruhla haberleşen her şeye sağır ve kör oldular. (105, 52)
- Siz yaratılmadan önce bendeydiniz; sonra ruhsal yaratıklar olarak her şeyin mükemmel bir ahenk içinde titreştiği, yaşamın esansı ve gerçek ışığın kaynağı olan, sizi o ışıkla beslediğim bir yerdeydiniz.
- Acılar Baba tarafından yaratılmadı. Size konuştuğum zamanlarda, içinizi çekmeye ve hiç bir şeyden şikâyet etmek için neden yoktu. Cenneti içinizde hissediyordunuz, çünkü mükemmel yaşamınızda o var oluşun sembolüydünüz.
- Ama o vatanı terk ettiğiniz zaman, ruhunuza bir giysi verdim ve siz daha da aşağıya düştünüz. O zamandan itibaren ruhunuz adım adım şu anda bulunduğunuz ve Baba’nın ışığının parladığı yaşam seviyesine gelinceye dek, gelişti. (115, 4 – 5)
- Her ruhun hedefi arınmasından ve mükemmelleşmesinden sonra Tanrı’yla kaynaşmasıdır *). Ondan dolayı yolunuzu ışıkla dolduruyorum ve ruhunuza güç veriyorum öyle ki, adım adım yukarı yükselin. Ulaştığınız gelişme seviyesine göre, bu dünyadan göçtükten sonra, orada yaşadığınız ruhi vatanınız olacak. Çünkü uzay ruhun mükemmelleşme okulu olarak yaratıldı. (195, 38)
*) Daha fazla açıklamaları 23. bölümün 69. paragrafında ve 58. bölümün 46. paragrafında bulabilirsiniz.
- Eğer ben size bu yaşamda her şeyi vermiş olsaydım, daha yüksek bir basamağa çıkmaya isteğiniz olmazdı. Ama bir yaşamda ulaşamadığınız şeye başka bir yaşamda ulaşmaya çalışırsınız ve o yaşamda ulaşamadığınız şeyleri diğer daha yüksek yaşam vaat eder. Böylece sonsuzluğa dek ruhun sonsuz gelişme yolunda bu adım adım devam eder.
- Sözümü duyduğunuz zaman, ruhunuzun bu kadar büyük mükemmelliğe ulaşmaya muktedir olabileceği size imkânsız görünür; fakat siz sadece ruhun yüksek hedefinden şüphelendiğiniz için size bunu söylüyorum, çünkü siz sadece fiziksel gözlerle gördüklerinize bakıyorsunuz: zavallılık, bilgisizlik, kötülük. Ama bu bazı insanlarda ruhun hasta olmasından, diğerlerinde ise ruhun felçli olmasından ve öbürlerinde de ruhen kör ve ölü olmasından gelir. Bu sefalet karşısında size sonsuzluğu hazırlayan hedeften şüphelenmeniz kaçınılmazdır.
- Ve böylece bu devirde dünya sevgisiyle ve materyalizmle yaşıyorsunuz. Fakat hakikatimin ışığı size çoktan ulaştı ve bir zamanın gecenin karanlığını kovdu ki, o zaman çoktan geçti. Yeni bir devrin gelişini seher vakti bildirmekle ruh talimatlarımla aydınlığa kavuşacak. (116, 17 – 18)
- Birçoğunuz hatalarınızı düzeltmek için bu dünyaya bir kere daha yeniden gelme fırsatı bulamayacaksınız. Bugün sahip olduğunuz aracınız olan ve sizi destekleyen vücudunuza artık sahip olmayacaksınız. Bilmelisiniz ki, bu dünyaya gelmek ruh için özel bir haktır, ama asla ceza değildir. Bundan dolayı bu lütuftan faydalanmalısınız.
- Bu dünyadan sonra öbür dünyalara yeni dersler öğrenmek için gideceksiniz ve orada yükselmek ve kendinizi mükemmelleştirmek için fırsatlar bulacaksınız. Görevlerinizi insan olarak yaptıktan sonra, bu dünyadan görevinizi yerine getirdiğiniz için memnuniyetle göçeceksiniz ve ruhunuza huzur egemen olacak. (221, 54 – 55)
- Sesim şu an insan kalabalıklarını çağırıyor, çünkü birçok insan için bu dünyada hac yolculuğunun sona ermesi yaklaştı.
- Kalplerinde taşıdıkları o çökkünlük, o tiksinme, o üzgünlük onların daha yüksek bir vatanı, daha iyi bir dünyayı özlediklerinin ispatıdır.
- Ama bu dünyada kat ettikleri yolun son etabını onlar vicdanlarının sesine göre itaatle yaşamaları gereklidir öyle ki, bu dünyadaki son adımlarının izleri bu dünyada görevlerini yerine getirmek için ondan sonra gelen nesiller için lütuf dolu olsun. (276, 4)
- Bu dünya ebedi değildir, ne de ebedi olmak zorundadır. Bu vatan, şimdi yerine getirdiği varlığının vazifesi bittiği zaman, yok olacak.
- Eğer ruhunuzun bu yaşamın verdiği derslere artık ihtiyacı yoksa çünkü daha yüksek dersler onu diğer bir başka dünyada bekler, o zaman ruh bu dünya mücadelesinde ulaştığı ışıkla: “Bütün yaşamın sevindirici ve üzücü anlarını daha iyi anlayabilmem için gerekli olan tecrübe ve ders olduklarını nasıl bir berraklıkla şimdi anlıyorum. Bu yaşam yolculuğu acılar beni üzdüğü sürece bana ne kadar da uzun geldi. Şimdi ise her şey bittiği için sonsuzluk karşısında bana ne kadar kısa ve az geliyor” diyecek. (230, 47)
- Sevinin insanlar, bu dünyada gözyaşlarıyla, sefilliklerle ve ıstıraplarla dolu göçmen kuşlar olduğunuzu düşünün! Sevinin, çünkü o ebedi vatanınız değil, daha iyi dünyalar sizi bekliyor!
- Eğer bu dünyadan göçerseniz, üzüntüyle göçmeyin, o zaman acıların iniltisi, zahmetler, gözyaşları burada kalacaklar. Siz bu dünyaya hoşçakal diyeceksiniz ve sizi gökyüzünün yüksekliklerinde bekleyen daha yüksek dünyalara yükseleceksiniz. Oradan dünyayı sevgiyle hatırladığınız uzayda bir nokta olarak göreceksiniz. (230, 51)
Reenkarnasyon Öğretisinin İkna Gücü
- Spiritüalizmin ışığı dünyaya şimdi hakikati, adaleti, mantığı ve reenkarnasyonun ruhi yetisinde varlığını sürdüren sevgiyi beyan ediyor. Fakat dünya önce bu vahye inatla savaş açacak ve iyi niyetli insanları şüphelendirmek için ona yabancı ve yanlış bir öğreti görünüşü verecek.
- İmanlıları eski inançların alışılmış raylarında ve zamanı geçmiş inanç sistemlerinde tutabilmek için mezheplerin başlattıkları zahmetler boşuna ve faydasız olacak. Çünkü insan aklının derinliklerine kadar giren ve ruhun vahiyler devrine, tanrısal ilhamlara uyanmasını, şüphe ve gizemlerin aydınlanmasını ve ruhun özgürlüğe kavuşmasını sağlayan tanrısal ışığı asla hiç kimse durduramayacak.
- Düşünce, ruh ve inanç özgürlüğü dileğiyle harekete geçen insanların oluşturacağı kalabalığı hiç kimse de durduramayacak. (290, 57 – 59)
Bir Ruhun Reenkarnasyon Yolu
- Dünyadaki bütün yolculara sesleniyorum öyle ki, onları yukarıya doğru ruhi gelişmeye ve sonsuz yaşama sahip olmaya davet eden sesimi duysunlar.
- “Tanrı’nın Sözü´nün” beyan edildiği bu günde o sözden faydalanın ve o söz sayesinde aydınlığa kavuşmanızı sağlayın, çünkü ışık ve kurtuluşunuz bilgidedir.
- Eğer benim kanunum size her eyleminizde ahlâk, adalet ve düzen öğretiyorsa, neden o zaman size acı çekmenize neden olan buna zıt yolları arıyorsunuz? Fakat vücudunuzu bu dünyada bırakarak öbür dünyaya göçerseniz, bu bedeni çok sevdiğiniz için öbür dünyada ağlarsınız.
- Eğer vücudunuzun size ait olmadığını ve bana ulaşıncaya dek ruhen gelişme yolunda ilerlemeniz gerektiğini hissederseniz, size söylüyorum: “Çocuğum, bana gösterecek neyin var? Dünyada benim kanunlarıma uyarak yaşadın mı?”
- Sizse – utanç ve çekingenlik içinde sizi çok sevene (Tanrı’ya) ve size birçok şeye izin verene hediyeniz olmadığı için – ruhunuzu üzen zincirler örselediniz ve o ruh lütfu kaybettiği için ışıktan mahrum, kendine ağlayıp sızlanır. O ruh sadece onu çağıran Baba’nın sesini dinler. Fakat o gelişmediği için ve kendisini Baba´ya gitmeye layık bulmadığı için duraklar ve bekler.
- Zaman geçer ve ruh yine o sesi duyar ve ıstıraplar içinde ona seslenenin kim olduğunu sorar ve o ses ona: “Uyan! Nerden geldiğini ve nereye gideceğini bilmiyor musun?” der. O zaman ruh gözlerini açar ve parıltısında kendisini zavallı hissettiği büyük bir ışık görür. Ruh, dünyaya gönderilmeden önce çoktan var olduğunun farkına varır, sesini duyduğu Babası tarafından sevildiğini bilir ve O (Tanrı) ruhu böyle acınacak bir durumda gördüğü için ona üzülür. Ruh, mücadele yolundan geçmek ve hak ettikleriyle ödülüne ulaşmak için çeşitli vatanlara (dünyalara) gönderilmiş olduğunun farkına varır.
- Ve çocuk sorar: “Eğer ben dünyaya gönderilmeden önce senin çok sevilen yaratığınım isem, neden erdemlere bağlı kalmadım ve düşmek, acı çekmek ve sana geri gelmek için zahmet çekmek zorunda kaldım?”
- Ses ona yanıt verir: “Bütün ruhlar gelişme kanunu altındadır. Bu yolda benim Baba Ruhum onları hep korur. Baba onların iyi eylemlerine sevinir. Elbette sizi dünyaya yolladım öyle ki, orasını ruhen mükemmelleşmenin mücadele meydani yapın, ama savaşların ve ıstırapların vadisi yapmayın.”
- Size çoğalmanızı ve verimsiz olmamanızı söyledim. Fakat siz “ruhsal vadiye” geri döndüğünüz zaman, hasat getirmiyorsunuz, sadece şikâyet ediyorsunuz ve sizi onunla donattığım lütfu kaybetmiş olarak geri geliyorsunuz. Ondan dolayı sizi bir kez daha dünyaya geri yollayıp: “Kendinizi arındırın, kaybettiğinizi bulun ve ruhunuzun gelişmesine çalışın” diyorum.”
- Ruh dünyaya geri döner ve kendisine küçük ve narin bir insan vücudu orada dinlenmek için ve yeni yaşam gezisine başlamak için arar. O ona verilen küçük çocuk vücudunu bulur ve kanunuma karşı davranışlarının kefaretini ödemek için o vücudu kullanır. Ruh dünyaya sebebini bilerek gelir, o kendisinin Baba’nın soluğu olduğunu ve Baba´dan getirdiği görevi bilir.
- Ruh, ilk yıllarda (dünyada) masumiyetini ruhi temizliğini muhafaza eder ve ruhsal yaşamla bağlantısını sürdürür. Sonra günahlarla tanışmaya başlar, yakından gururu, kibiri ve insanların Baba’nın kanunlarına karşı itaatsizliğini görür ve doğuştan asi “beden” kendisini kötülüklerle lekelemeye başlar. Ayartılmaya yenik düşerek dünyaya getirdiği görevini unutur ve Tanrı’nın kanununa zıt eylemleri yapmaya koyulur. Ruh ve beden yasak meyvelerin tadını çıkarırlar ve yıkımın uçurumuna düştüklerinde, son saat gelip onlara sürpriz yapar.
- Ruh yine kendisini suçunun ağırlığından yorgun ve bükük olarak ruhsal dünyada bulur. Sonra bir zamanlar ona konuşmuş olan ve hâlâ ona seslenen sesi hatırlar. Kendisini yitik hissettiği için birçok gözyaşı döker, kim olduğunu bilmeden, eskiden de bu yere gelmiş olduğunu hatırlar.
- Ruhu o kadar çok sevgiyle yaratmış olan Baba onun yolunda görünür ve ona: “Kimsin, nereden geliyorsun ve nereye gidiyorsun?” der.
- Oğul, o seste ona varlığını, zekâsını ve yeteneklerini vermiş olan ve onu tekrar tekrar affeden, arındıran ve karanlıktan uzaklaştırıp ışığa götüren Baba’nın sözünü tanır. Ruh titrer, çünkü o hâkimin önündedir ve ona: “Baba, benim itaatsizliğim, sana suçlarım çok büyüktür ve krallığında yaşamayı senden bekleyemem, çünkü hiçbir şey hak etmedim. Bugün “ruhsal vadiye” geri döndüğüm için, sadece telafi etmem gereken suç biriktirdiğimi görüyorum” der.
- Fakat sevecen Baba ruha bir kere daha yolu gösterir. Ruh yine bedene geri döner ve insanlığın bir parçası olur.
- Fakat şimdi tecrübeli ruh kendisini ispat etmek ve Tanrı’nın kanunlarına uymak için bedenini büyük güçle itaatli yapar. Mücadele başlar; ruh insanı yıkan günaha karşı savaşır ve kurtuluşu için ona verilen fırsattan faydalanmak ister. İnsan başlangıçtan sona kadar mücadele eder. Ve ağarmış saçları şakaklarında parlamaya ve eskiden güçlü ve dirençli vücudu yılların ağırlığı altında bükülmeye ve gücünü yitirmeye başladığında, ruh kendisini güçlü, olgun ve tecrübeli hisseder. Ona günah ne kadar büyük ve tiksindirici görünür! Ruh günaha sırtını döner ve hedefe ulaşır. Artık sadece Baba’nın ona sesleniş anını bekler, çünkü Tanrı’nın kanununun adaletli ve O´nun dileğinin mükemmel olduğunun ve Baba’nın çocuklarına yaşam ve kurtuluş vermek için yaşadığının kanaatine varır.
- Son gün geldiğinde, vücudunda ölümü hisseder ve acı duymaz. Ruh sessiz ve dalgın şekilde dünyadan göçer. Kendisini sanki bir aynanın önündeymiş gibi ruhunda görür ve kendisini güzel ve ışıkta parlak bir şekilde gözetler. Sonra ses ona seslenip: “Oğul, nereye gidiyorsun?” der. Ve kim olduğunu bilen o ruh, Baba´ya doğru gider, O´nun ışığının benliğine girmesine izin verir ve “Ah Yaratan, ah her şeyi içeren Sevgi, dinlenmek ve sana taleplerinin karşılanmasını vermek için geliyorum” der.
- Hesap ödendi ve ruh sağlığına kavuştu, arınmış ve günahın zinciri olmadan onu bekleyen ödülünü görür.
- Sonra ruh o Baba’nın ışığıyla birleşip kaynaşır. Ruhun mutluluğu daha büyükleşir ve huzur dolu bir yeri, kutsal bir ülkeyi görür, derin bir sessizlik hisseder ve “İbrahim’in kucağında” dinlenir. (33, 14 – 16)
|