METIN / PDF – açmak / kapatmak
ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 8… Christus´un yeni cemaati, öğrencileri, elçileri ve Tanrı’nın habercileri – Jesus Christus´un Vahyi
Almancadan tercüme: Jasmin
Vahyin geldiği cemaatlerde ışık ve gölge
Rab söyle konuşuyor…
- Eğer sözümü bütün milletlere bildirseydim, insandaki kibir, dünya malına sevgi ve insandaki sahte büyüklük duygusundan ötürü, ruhen gelişme, alçakgönüllülük ve kardeşlikten söz eden öğretimi insanların çoğu reddederlerdi. Dünya, sevgiyi kavramaya henüz hazırlanmadı. Ondan dolayı da benim bu şekildeki yanınızda olmama herkes duyarlı olamazdı.
- Tıpkı Christus´un eskiden insan olarak doğmak için kaya mağarasını seçtiği gibi, bugün beni dinlemeye hazır olan ve o kutsal gecede Tanrı’nın Oğlu´nu bağrına basan mağara ve yemlikle bir benzerliği olduğu için, dünyanın bu köşesini seçtim. (124, 13 – 14)
- Yolunda onu yöneten din adamsız giden ve bana seremonisiz ve sembolsüz sevgi hürmeti yağdıran burada bu basit halkın örneği yüzyılların uykusuna dalmış olan sizi uyandırmak için çağrı olsun ve çocuklarımın birçoğunu yenilenmeye ve arınmaya teşvik etsin. (94, 39)
- Benim öğretimin gölgesinde yüceltilmiş insanların insan ruhuna egemen olabilmeleri için tahtlar kurulmayacak. Ne birisine taç takılıp erguvan renginde kaftanla Rab´bin yerini almak amacıyla çabalayacak, ne de yargılayan, affeden, lanetleyen, insanların eylemlerine karar veren günah çıkartıcı meydana çıkacak. Sadece ben insan ruhu hakkında adaletli ve mükemmel hâkim kürsüsünden hüküm verebilirim.
- Ben size hatanızı düzelten, öğreten, önderlik eden insanlar yollayabilirim, fakat sizi yargılayan ve cezalandıran hiç kimseyi yollamayacağım. Ben size insanlara çobanlık eden insanlar yolladım, ama efendiler ve babalar yollamadım. Tek Ruhi Babanız benim. (243, 13 – 14)
- Bu zamanda benim kanunumu uygulayan, hakikati seven ve insan sevgisini gerçek hayatta yerine getiren bir halk yetiştireceğim. Bu halk, diğer insanların düştükleri hataları yansıtan ayna gibi olacak. Bu halk hiç kimsenin yargıcı olmasın, ama onun erdemleri, eylemleri ve ruhi vazifelerine sadakati bütün yolunda karşılaşan insanların ruhlarını etkilesin ve benim kanunuma uymayanlara yol göstersin.
- Bu halkın sayısı bir kere çoğaldığı zaman, çevresindeki insanların ilgisini çekecek, çünkü eserlerinin temizliği, Tanrı’ya olan hürmetinin dürüstlüğü insanları şaşırtacak. Sonra o insanlar birbirine: “Tapınağı olmadan böyle dua etmekten anlayan kim bunlar?” diye soracaklar. “İbadet için kilise kürsüsüne gerek duymadan kim bu insanlara duayla Tanrı’ya hürmet etmeyi öğretti? Kuşlar gibi ne eken, ne de biçen, ne ip eğiren ve buna rağmen varlığını sürdüren bu gezgin hatipler ve misyonerler nerden geldi?”
- Sonra size söyleyeceğim: Kanunumu uygulayan ve dünyanın kendine çekici tutkularına karşı dirençli bu yoksul ve alçakgönüllü halk bir kimse tarafından geliştirilmedi. İyilik yapmayı seven, ilham yoluyla aydınlanmış ve kalplere barış mesajı ve bir damla şifa merhemi getiren bu insan sürüsü dünyanın herhangi bir ibadet cemaatinde öğretmenler ve din adamları tarafından talimat almadılar. Çünkü size doğrusunu söyleyeyim, bu devirde dünyanızda ruhenTanrı sevgisini öğretebilecek bir tek bile insan yoktur. Ne ritüellerin ve seremonilerin şatafatında, ne de zenginlik veya dünyevi güçte hakikatin kökeni vardır ki, bu hakikat alçakgönüllü olduğu için kalbi temizleri, asilleri, dürüstleri hakikati seven kalpleri tapınak olarak kendine seçer. O kalpler nerde? (154, 12 – 14)
- Çocuklarımın birçoğunu onlara bu eserim çerçevesinde çeşitli ödevler, çeşitli görevler vermek için çağırdım ve o görevleri size yaptığınız ilerlemeler ve yeteneklerize göre verdim. Onların hepsinden benim elçi sürüm olan bir halk oluşturdum.
- Birkaçına yönetici olarak görevlendirdim ve görevlerinin ağır ve zahmetli olmaması için bu halkı cemaatlere böldüm.
- Diğerlerine benim konuşucum olma nimetini emanet ettim öyle ki, benim ilhamımı insan sözüne çevirip buraya gelmiş ve bu mucizeyi görmüş olan bu kalabalığa bildirsin.
- Birkaçınıza onları peygamber yapmak için kehanet hediyesi verdim ki, gelecekteki olaylar onlar aracılığıyla bildirilsin.
- “Direk” görevini halkı gezisinde desteklesin ve cemaat yöneticilerine yardımcı olsun diye çarmıhın ağırlığını dinleyicilerle birlikte taşımaya yardım edenler aldı.
- Diğerlerine ise aracılık yeteneği bağışlandı ve bu insanlar ruhi dünyanın iş araçları olarak öğretim gördü ki, ruhi dünyadan mesajları ve benim eserimin açıklamalarını insanlara aktarsınlar ve şifa merheminin ve tesellinin sahibi olarak hastalara ve acı çekenlere ruhi intişar yoluyla şifa ve merhamet versinler.
- Bu zamanda size bırakacağım bu kitaba vahiylerimi, talimatlarımı ve kehanetlerimi yazacak olanlara “altın kalem” adını verdim.
- Metaneti, istikrarı ve dayanıklılığı ile halka örnek olması gerekenlere “temel taş” görevini verdim. Onların sözü, öğütü ve önderliği halk arasında kaya gibi sabit olsun.
- Fakat şimdi beyanlarımın zaman süresi sona erdiği için, bütün makamları ve bütün büyük görev almaya seçilenleri yargılıyorum. Onları kendilerini ayrıntılı şekilde incelemelerini ve eserlerinin sonuçlarını tanımalarına çağırıyorum. Bu derin düşünce saatinde hepinizin desteğiyim. (335, 27 – 28)
- Her zamanda olduğu gibi, çok tayin edilenler ve az seçkinler vardı, çünkü ben sadece görevini yapmak için zamanında hazır olanı seçerim. Diğerlerine ise ayni şekilde seçilecekleri zamanı beklemeyi bilmeleri için bir ışık veririm.
- Tayin edilenlerin kaç tanesi, bir göreve seçilme zamanı gelmeden, ruhları bu ağır çarmıhın yükünü taşıyabilmek için mutlaka gerekli gelişmeye ulaşmadan ve benim ilhamımı alabilmek için akılları gerekli aydınlığa kavuşmadan, kendilerini öğrencilerim ve hizmetkârlarımın sırasına girdiler? Seçilmişlerin sırasına girdikten sonra onların çoğu ne yaptı? Oranın kutsallığını bozdular, vaziyeti zehirlediler, diğer insanlara kötü eğilimlerini bulaştırdılar, yalan söylediler, arabozuculuk yaptılar, adımla ve öğrencilerime verdiğim ruhi nimetlerimle tefecilik yaptılar.
- Hiçbiriniz onların kim olduğunu keşfetmeye kalkmayın, çünkü onları bilemezsiniz. Sadece benim derinliklere kadar ulaşan hâkim bakışım onları gözden kaybetmez. Sözüm onlara “Nöbet tutun ve dua edin ki, zamanında hatalarınızdan pişman olabilesiniz, eğer pişman olursanız, çabucak sizi ruhen masama oturtup barış ve af şöleni kutlayacağımı size söz veriyorum!” deyip onların vicdanına ulaşmasını sağlarım. (306, 53 -55)
- Bu hakikattir: Herkes benim eylemlerimi gözerinin önünde olmasına rağmen, sevmez, ne de onların hepsi onu kavrayabildiler. Ondan dolayı size söyleyebilirim ki, bir kısmı benim eylemlerimğ aittir, diğerleri ise kendi eylemlerini yaparlar.
- Beni severek izimden gidenler sözümü severler, çünkü o sözün, onların hatalarını incitmeden düzelttiğini ve yanlışlarını onları mahcup etmeden gösterdiğini, biliyorlar. Bu durum davranışlarını mükemmelleştirmede ısrarlı kalmalarını sağlıyor.
- Mükemmelleşmeye çabalamaktansa ve ruhun gelişmesi yerine sadece övgü, üstünlük duygusu, iltifat ve gelir kazanmayı arayanlar, hataları gözler önüne serildiği zaman, benim sözüme tahammül edemezler. O zaman benim eylemlerimden farklı eylemler yaratmalılar. Onlar kendi iradelerini kullanmada özgürdür. Onlar, dinleyicilerin beyanlarım esnasında yapmaları gereken tek şey mesajlarımı yorumlayabilmesi için beni büyük bir istekle dinlemeleri gerektiğini, henüz kavrayamadılar. (140, 72 – 74)
- Size kargaşalık ve itaatsizlik zamanı geleceğini söyledim. O zamanda “isçiler” kalkıp benim insan zekâsı yoluyla verdiğim beyanların sona ermeyeceğini iddia edecekler. Fakat sözümün gerçekleştiği o zaman da gelecek, insanlar benim dileğime karşı gelmek istese bile.
- Onlara görev verdiklerimden ve merhametimi emanet ettiklerimden kaç tanesi hata yaptılar? 1950 yılından sonra çocuklarımda ne kadar çok anlayışsızlığın yayıldığını görüyorum.
- Anlayışsızlık ve aptallık yüzünden insanlar yardım eden sevgimi ve merhametimin kudretini geri çeviriyorlar ve kanunumun, ahengin ve hakikatin gerçek yolundan uzakta duruyorlar.
- Bir kere daha İsrail halkı aşiretten aşirete bölünecek. Onların araları açılacak ve temiz ve onların eline verdiğim hakiki kanunum ayaklar altında çiğnenmek istenecek. İsrail, bir kere daha eski yolları arayıp fanatizm ve putperestliğin eline düşecek. O halk, tarikatlara yönelecek ve şaşkınlık ve karanlık içinde insanların ona sunduğu kulağa hoş gelen sahte sözlere Tanrı´ya tapar gibi tapacak.
- Kilise ve tarikatçılar İsrail´in bölündüğünü, birbirlerini inkâr ettiğini ve zayıf düştüğünü gördükleri zaman, paha biçilmez mücevhere sahip olmak için nedenler arayacaklar. Yeni Antlaşma sandığını ellerine geçirmek için yarın insanlar arasında Tanrı’nın gerçek habercileri ve benim temsilcilerim olduklarını söyleyecekler. (363, 47 – 49, 51, 57)
Ruhi eylemler hakkında dinleyicilere yönelik uyarılar
- Beyanımın bitiminden sonra, bu öğretinin ne olduğu hakkında açık ve belirli bir fikre sahip olmanızı istiyorum ki, bu öğretimi doğru bir şekilde uygulayasınız. Çünkü bugüne dek sözümü dinlemiş kalabalık arasında gerçek spiritüalistler görünmedi. Şimdiye dek uyguladıklarınız gerçek spiritüalizm değildi, sadece benim eserimin algılaması, fakat bu gerçek spiritüalizmden uzaktadır.
- Kendinizin yenildiğini itiraf etmeniz için güçlü olmalısınız, alışkanlıklarınızı düzeltmek için toparlanmalısınız ve aranızda hakikatin ve bu öğretinin temizliğinin parlaması için hevesle çabalamanız gerekir.
- Benim talimatlarımın özünü değiştirmediğiniz sürece, ibadetinizin dış görünüşünü ve dini tapınma şeklini değiştirmeye korkmayın. (252, 28 – 30)
- Henüz var olan zamanınızı talimatlarımı dinlemek için kullanın ki, onlar sizi ışık ve nimetle doldursun, spiritüalizme doğru sağlam bir adım atın. O adımı, geçmişte materyalizm dolu diyanet işinde ve yanılgılarda takılıp kaldığınız için atmadınız.
- Şimdiye dek heykellerinizi, ritüellerinizi ve sembollerinizi bırakıp beni sonsuzlukta aramak için inancınız eksikti. Spiritüalist olmaya cesaretiniz yoktu ve kendinize ardında materyalist fikrinizi ve hatalarınızı gizlediğiniz bir çeşit sahte spiritüalizm uydurdunuz.
- Ben sizin ikiyüzlü değil, özellikle dürüst ve hakikati seven insanlar olmanızı istiyorum. Ondan dolayı size çok açık bir şekilde konuşuyorum ki, hayatınızı iyice temizleyin ve dünyaya bu eserin hakikatini gösterin. Siz kendinize spiritüalist mi diyorsunuz? O zaman gerçek spiritüalist olun. Benim öğretimin tam tersini yaptığınız sürece, benim öğretim hakkında konuşmayın, çünkü eylemlerinizle insanların o zaman sadece kafasını karıştırasınız.
- Benim eserimin her şeyden önce anlayın – kanunumun ne anlama geldiğini, görevinizin ne olduğunu ve o görevi nasıl yerine getirmek zorunda olduğunuzu – ki, size önderlik etmeye layık birisi yolunuzda yoksa vicdanınızla ve benim öğretimden kazandığınız bilgiyle kendinize önderlik edin. Böylece herhangi bir hatanız ve yanılgılarınızdan dolayı hiç kimseyi sorumlu tutamayacaksınız. (271, 27 – 30)
- İnsan zekâsı yoluyla kendimi size beyan etmemin başlangıcından beri, ruhi yeteneklerinizi pratikte kullanmanız ve ruhi görevinize başlamanız benim dileğimdi ki, size veda etme günü geldiği zaman, gitmeniz gereken yolun bir kısmını çoktan almış olasınız ve bu ağır görevi yerine getirmeye başlamanız için kendinizi güçsüz görmemeniz içindi.
- Birkaçınız Tanrı’nın düşüncelerini kavramayı başardılar ve onu yerine getirmek için zahmet ettiler. Ama bu eserin anlamını yanlış anlayan insanlar da var ki, onlar çoğunluktadır.
- Benim bu halkta kusur bulduğum bu yanılgılardır, çünkü uzun süre boyunca benim tarafımdan eğitilen bu halkla insanlık tarafından alay edilmesini istemiyorum. (267, 65 – 67)
- İnsanların bir kısmı sözümün anlamına ilgi duyarken ve ruhlarının ilerlemesi ve gelişmesini isterken, diğerleri de daha ziyade dış ibadet şeklini beğendiler. Ayni şekilde başta sözünü ettiğim kişiler talimatlar geldiğinde sevinirken, diğerleri ise hataları hatırlatıldığı için rahatsız oldular.
- Kimin konuşucularım yoluyla tanıtılması gereken ve tanıtılmayan şeylerden ötürü önümde hesap vermek zorunda olduğunu, sadece ben bilirim. (270, 8 – 9)
- İyice düşünün ve göreceksiniz ki, ihtiyacınız olan uyum ruhidir ve siz o uyuma tutkularınızı ve kendinizi haklı çıkarmayı yenmekle ulaşacaksınız
- Eğer kendi fikrinizi hakikat olarak savunursanız ve ayni zamanda diğer insanların fikirlerine karşı yanlış diye savaş açarsanız, nasıl barış sağlayabilirsiniz?
- Fanatizm karanlıktır, körlüktür, bilgisizliktir ve onun meyveleri asla ışıklı olamaz. (289, 8 – 10)
- Size doğrusunu söyleyeyim, eğer benim dileğim gibi birleşmezseniz, insanlık sizi dağıtacak ve yaşam tarzınızla vaizleriniz arasında fark çıkarsa, sizi aralarından kovacak.
- İnsanlar, her cemaatte farklı bir ibadet şekli ve benim öğretilerimin farklı şekilde yerine getirildiğini görünce, ne olacak?
- Bu halkın birleşmesine çalışmanız için, beyanlarımın son üç yılını size emanet ediyorum ki, o birleşme ruhi ve dıştan birleşmeyi içersin. Böylece etkinliğiniz ahenk ve fikir birliği içinde olsun ki, hepinizi çeşitli toplantı yerlerinde ve ülkenin çeşitli bölgelerinde bir tek TANRI´nın sizi yetiştirdiğinin en büyük ispati olsun. (252, 69 – 71)
Gerçek öğrencilik, yeni elçiler
- Evrensel ve sonsuz olan bu eseri sınırlandırmayın. Ruhi gelişmenizi de sınırlandırmayın, çünkü ne kadar çok iyi eylemlerin ve öğrenimin derinliklerine dalarsanız, o kadar çok önemli vahiyler size gelecek. Tanrısal eserin önemsiz şeylerden dışarıya sızdığını, her yaratıkta kendini gösterdiğini ve benliğinizde kütlediğini hissedeceksiniz.
- Spiritualist öğrencilerime öğrettiğim bu sadeliktir ki, onlar da Usta’ları gibi sade olsunlar. Öğrenciler, sözlerinin hakikati ve eylemlerinin kudretiyle insanları ikna etsinler ve insanları gizli güçler ve olağanüstü yeteneklerle etkilemek istemeden, onların Tanrı’ya dönmesini sağlasınlar.
- Gerçek öğrencim sadeliğiyle büyüklüğünü gösterecek. O Usta’sını anlayacak ve ayni zamanda çevresindeki insanlara onu anlamalarını sağlayacak. (297,15 – 17)
- Jesus´un öğrencisi, sözüyle galip gelir, ikna eder, teselli eder, yükseltir ve uyandırır, yenik düşen insanlari kendisinin ve nahoş durumların galibi yapar.
- Christus´un elçisi, kendi dertleri ve sıkıntılarını düşünmekle kalbinde bencillik taşıyamaz. Kendisi için tasalanmaz ve diğer insanları güvenle ihmal etmediğini düşünür, çünkü Baba, kendi derdini unutup hemen ruhi desteğe ihtiyacı olan Tanrı’nın bir çocuğuyla ilgilenen herkesi destekler. Ve çevresindeki insanlara ümit tebessümü, üzgünlüğe karşı teselli, acılara karşı bir damla balsam getiren ve kendisini unutan herkes, geri döndüğünde evini lütuf, sevinç ve barışla aylındanmış bulacak. (293, 32 – 33)
- Bu devirde soframda, hem erkek, hem de kadın elçim olacak ve bu sofraya ruhunuzu oturtacağım.
- Bu devirde spiritüalizmin bayrağını taşıyan kadınlardı. Onlar, hevesle yolda Rab´bin kanununa uyan elçinin izlerini bıraktılar.
- Benim yeni elçilerim arasında kadınlar erkeklerin yanında duracaklar ve bana hizmet etmek için belli bir yaş sınırı olmayacak. Hem büyükler, hem da çocuklar veya ihtiyarlar, genç kızlar ve de anneler o görevi yapacaklar. Çünkü size bir kez daha söylüyorum, aradığım ruhunuzdur ve o ruhunuz çoktan beri çocukluğunu gerilerde bıraktı. (69, 16 – 17)
- Size “İkinci Devirde” benim krallığım bu dünyadan değil dediğim zaman, şimdi de bugün size sizin krallığınızın da bu dünyadan olmadığını söylüyorum, çünkü bu dünya çoktan bildiğiniz gibi, insanlar için geçicidir.
- Size asla materyalizme dayanmamış olan gerçek yaşamı öğretiyorum. Ondan dolayı dünyanın güçlü insanları yeniden benim öğretime karşı çıkacaklar. Size sevgi, bilgelik ve adaletten oluşan sonsuz öğretimle ve sonsuza dek geçerli talimatlarımla geliyorum. Fakat bu hemen anlaşılmayacak, insanlık beni yine yargılayacak ve bir kere daha beni çarmıha gerecek. Öğretimin kabul edilmesi ve herkes tarafından sevilmesi için bütün bunların yaşanması gerekli olduğunu biliyorum. Benim peşimi en çok kovalayanlar benim en sadık ve en özverili tohum ekicilerim olacak, çünkü onlara hakikatimin çok büyük ispatını edeceğim.
- “İkinci Devirde” rahiplerin efendisi olan ve esaslı konular hakkında konuşmak için Jesus´a gelen Nikodemus, bu devirde de benim eserimi itinalı şekilde incelemek için yeniden görünecek ve bu eserime inanacak.
- Önceki adı Savlus olan Pavlus – kinle benim peşimi kovaladıktan sonra – büyükelçim olarak yeniden yollarımda görünecek ve her yerde benim yeni öğrencilerim kendilerini gösterecekler – bir kısmı içtenlikle, diğerleri kendi bencil duygularını yenerek. Şu anki saatin önemi çok büyüktür. Size sözünü ettiğim vakit daha da çok yaklaşıyor. (173, 45 – 48)
- İnsanların sınavlarda dayanma gücüne sahip olanlara, dünyanın büyükleriyle mücadele edebilenlere ve ruha aşina insanlara ihtiyacı vardır. İnsanlara yönlerini gösterecek olan ve onlara önderlik edebilecek olan böyle insanlardır, çünkü onların kalplerinde herhangi birisine baskı yapma veya egemen olma dileği olmayacaktır. İçlerinde bencilliğin yer etmesine izin vermeyecekler, çünkü Tanrı’yla ilişkiye girdiği anda O´nun sevgi yağdıran merhametini hissettiler ki, o merhameti kardeşlerine iletsinler. (54, 53)
Bütün dünyada ve her devirde Tanrı’nın elçileri
- Dünyanın milletleri asla ruhi ışığa mahrum kalmadı. Size doğrusunu söyleyeyim, sırf bu halkta peygamberler ve elçiler yoktu, bilhassa her millete onları uyandırmak için elçi gönderdim.
- Onların öğretilerindeki ışık ve hakikatten dolayı ve ayni şekilde size vahiy ettiklerime benzerliği hakkında kendiniz hüküm verebilirsiniz.
- Bir kısmı Mesih gelmeden önce yaşadılar, diğerleri ise ben insan olarak yaşadıktan sonra etkinlik gösterdiler, ama hepsi insanlara ruhi mesaj bıraktı.
- O öğretiler – tıpkı benimki gibi – değişimlere maruz kaldılar, çünkü anlamını değiştirmedikleri zaman, öğretiyi bozdular veya hakikate acıkan insanlara gizli tutuldu.
- Bir tek hakikat ve bir tek ahlâk insanlara Tanrı’nın habercileri, peygamberleri ve hizmetkârları tarafından vahiy edildi. Neden milletler o zaman farklı hakikat, ahlâk ve yaşam düşüncelerine sahipler?
- Her devirde insanlık tarafından sahteleştirilmiş olan bu hakikat düzeltilecek ve onun ışığı o kadar güçle parlayacak ki, insanlara yepyeni bir hakikatmiş gibi görünecek. Aslında o Tanrı’nın çocuklarının olgunlaşma yolunu hep aydınlatan ayni ışıktı.
- Birçokları hakikati konuştukları için öldüler, birçokları ona konuşan sesi (Tanrı´nın sesini) susturmak istemedikleri için, işkence gördüler.
- Göklerden sırf ruhtan, sevgiden ve ahlâktan konuşanların gönderildiğini düşünmeyin. Hayır, size bilimin meyvelerini hediye edenler de gönderildi ki, onlar insan hayatına ışık getiren, yüklerini ve acılarını hafifleten bilgilerdi. Onların hepsi benim habercilerimdi.
- Bir de size ruhi ahlâk ve bilimsel keşifler getirmeyen, fakat yaratıkların güzelliğini hissetmeniz ve hayran kalmanızı öğreten diğer insanlar geldi. Onlar, görevi kalbi kederle dolu insanlara sevinç ve merhem getirmek olan elçilerimdir.
- Hakikate karşı kör bir dünya ve güzelliğe ve iyiliğe karşı taş yürekli insanlığın farkına vardıkları zaman, onların hepsi acı kâseden içtiler. Yine de, bu devirde her şeyin düzeltileceğini söylediysem, her şeyin eski rayına oturtulacağını ve bütün öğretilerimin orijinal anlamda düzeltileceğini bildirdiysem, bu dünyaya ruhi parlaklık devri yaklaştığına inanabilirsiniz. Unutmamanız gerekir ki, her şeyin – bu devir başlamadan önce – yargılanması ve arıtılması gerekir. (121, 9 – 16)
- Tanrı’nın vahyi hep insanlığı aydınlatmak üzere olduğu zaman, insanlara yolu hazırlayanlar veya peygamberler yolladım ki, onlar hazırlansınlar ve o ışığın farkına varabilsinler. Fakat sırf onların ruhunuz için mesaj getiren benim elçilerim olduğuna inanmayın. Hayır, öğrenciler, insanlar arasında herhangi bir şekilde iyiliğin tohumunu eken herkes, benim habercimdir.
- Bu habercilere hayat yolunuzun her safhasında rastlayabilirsiniz, hem dinlerde, hem de bilimde, yönetici insanlar veya iyi ders verenler arasında da.
- Benim iyi hizmetkârım asla gitmesi gereken iyi yoldan sapmaz. Geri çekilmektense, yolda ölmeyi tercih eder. Onun ideali, çevresindeki insanların hayatındaki ışığın tohumudur ve onun eylemleri diğer insanlar için bir örnektir. Ah, keşke insanlık onlar yoluyla yolladığım mesajlarımı anlayabilseydi! Fakat dünyada görevleri müşkül olan çok insan olduğu ve bunlar bakışlarını büyük önderlerden öbür tarafa çevirerek kendilerinin beğendiği başka yolu seçtikleri için, durum öyle değil. (105, 13 – 15)
- Fakat insanlık, benim yolumu hatırlatmak için – yani bilgeliğin, sevginin ve barışın inanç yolunu – sana yolladığım o insanlara ne yaptın?
- Onların görevlerini bilmek istemiyordunuz ve teori ve mezheplerinizden ötürü ikiyüzlü inancınızla onlara savaş açtınız.
- Gözleriniz, her elçimin size sevgi mesajı olarak getirdiği ışığı görmek istemiyordu. Onlar sizin için şimdi ister peygamber, vizyoner, aydınlanmış, doktor, filozof, bilim adamı veya isterse ruhi danışman olsun.
- O insanlarda karizma vardı, fakat onların ışığını tanımak istemiyordunuz. Onlar önünüzden gitti, ama siz onların arkasından gitmek istemiyordunuz.
- Onlar size fedakârlık, acı ve iyilik dolu bir yaşam yolunun örneğini bıraktılar, ama siz onlar gibi olmaya korktunuz. Çünkü benim izimden gidenlerin çektiği acıların ruh için sevinç, çiçek dolu bir yol ve vaatlerle dolu bir ufuk olduğunun bilincinde değildiniz.
- Onlar, ne yeryüzündeki çiçeklerin kokusunu içlerine çekmek için, ne de dünyanın kısa eğlencelerinden sarhoş olmak için geldiler, çünkü ruhlarının istekleri artık ruhi pisliklere yönelik değildi, bilhassa yüceliklere yönelikti.
- Onlar acı çektiler, ama teselliyi aramadılar, çünkü kendilerinin teselli edici olarak geldiklerini biliyorlardı. Onlar dünyadan hiçbir şey beklemediler, çünkü yaşam mücadelesinden sonra, onları sevinç beklediğini – hakikatten vazgeçenlerin ruhunun inanca ve yaşama dirilisini göreceklerini biliyorlardı.
- Hakkında konuştuğum o insanlar kimlerdir? Size söylüyorum, ışığın, sevginin, ümidin, sağlığın, inancın, kurtuluşun mesajını getirmiş olan insanlar burada söz konusudur. Onların isimleri önemli değildi, ne onların gördüğünüz hayat yolları, ne de dünyada sahip oldukları unvanları. (263, 18 – 24)
- Beyanlarım esnasında çevremde toplanmış olan bu halkı Baba Tanrı sevgisiyle dünyanın diğer halklardan üstün tutmadığını, bir kere daha size söylemek zorundayım. Rab bakışını, o halk ruhi yaratıklardan oluştuğu ve Tanrı’dan yeni bir vahiy geldiği zaman, hep yeryüzünde oldukları için, o halka yöneltti. O halk İsrail halkının ruhi çocuklarıdır ki, peygamberlerin, habercilerin, vizyonerlerin ve İsrail´in soy babalarının halkıdır.
- Beni bu zamanda o halktan daha iyi kim kabul edebilirdi, vahyimin yeni şeklini kavrayabilir ve vaatlerimin gerçekleşmesine şahitlik edebilirdi? (159, 51 – 52)
- Çok sayıda bu halkta (Meksika) barınan İsrail halkının kucağına göklerden geldim. Diğerleri ise benim göndermemle öbür halkların arasında dağıldı ve onlara kendimi ruhen beyan ettim. Bunlar benim bana sadık seçkinlerimdir. Kalpleri pisliklere bulaşmadı ve ruhu benim ilhamlarımı alabilecek durumdadır. Onlar aracılığıyla dünyaya şu an büyük bir bilgelikle dolu define veriyorum. (269, 2)
- Az sayıda gelmiş olan, sevgili çocuklar, size doğrusunu söyleyeyim, benim derinlere kadar ulaşan bakışlarım, her yerde benim yanınızda olma zamanını ruhen hisseden seçkinlerimi keşfediyor. Onlar sözümü sizin gibi duymadı, fakat benim yeniden insanlar arasında olduğumu söyleyen bir sesi ruhen duyuyorlar ve benim ruhen “bulutun üstünde” geldiğimi de. Onların bir kısmına beni ruhlarının gözüyle görmelerini sağlayacağım, diğerlerine ise sevgi duygusuyla, geride kalanlara da sevgimi güçlü bir şekilde hissettireceğim ki, ruhumun sizinle beraber olduğunu hissedesiniz. (346, 13)
- Yakında sezgili, ilhamlı ve ruhen hassas insanlar kalkıp ruhlarıyla gördüklerinin, hissettiklerinin, algıladıklarının ve aldıklarının şahitliğini milletlere duyuracaklar. Size bir kez daha söylüyorum, benim halkım konuşucularım yoluyla duyan insanlar olarak sınırlandırılmamıştır, bilhassa hizmetkârlarımı yolları hazırlamak ve ilerde ekicilerin geleceği tarlaları temizletmek için dünyanın dört köşesine yolladım.
- Onları güçlendiriyorum ve kutsuyorum, çünkü onların günlük işleri acılarla dolu, yolları dikenli. Alay, küçümseme, iftira ve alçaklık onların pesşnden koşuyor. Ama onlar – sezgi ve ilhamla – benim tarafımdan gönderildiklerini biliyorlar ve görevlerini yolun sonuna kadar yerine getirmek için istekliler. (284, 50 – 51)
- Sizi krallığıma girmeye davet ediyorum. Dünyanın bütün milletlerine hiçbirisine öncelik tanımadan sesleniyorum, fakat onların hepsinin sözüme kulak vermeyeceğini biliyorum
- İnsanlık lambasını söndürdü ve karanlıkta geziyor. Fakat yanılgının kendisini belli ettiği yerde, çevresine ışık saçan benim bir aydınlanmış insanım görünecek ki, o ruhi nöbetçi, nöbet tutan, alarm uyarısını vermek için benim işaretimi bekleyen, uyandıran ve sarsan kişidir.
- Bırakın o habercilerin sevgisi kalbinizde meyve veren tohum olsun. İlk bakışta dıştan fakir görünen o insanlar önünüze çıkınca, onları reddetmeyin. Onları dinleyin, çünkü onlar şu an tanımadığınız bir yeteneği size öğretmek için benim adıma geliyorlar. Size mükemmel bir şekilde dua etmeyi öğretecekler, sizi ona bağlı olduğunuz materyalizmin bağlarından kurtaracaklar, sizi bana doğru yükselten ruhi özgürlüğe kavuşmanıza yardım edecekler. (231, 33)
- Eğer birisi ortaya çıkıp yeniden insan olarak dünyaya gelmiş Christus olduğunu iddia ederse, ona inanmayın. Çünkü size yeniden geleceğimi bildirdiğim zaman, size ruhen geleceğimi bildirdim. Eğer birisi size: “Ben Tanrı’nın habercisiyim!” derse, ona inanmayın, çünkü benim gerçek habercilerim çalım satmaz ve ona verdiğim görevin tellallığını yapmaz. Onlar sadece eylemleri yoluyla kim olduklarını ispat ederler. Onların Tanrı’nın elçisi olup olmadığını söylemek insanlara düşer. Bir ağacın meyvesi yoluyla tanındığını, size söylediğimi hatırlıyor musunuz?
- Size “ağaçların meyvelerinin” tadına bakmayı yasak etmiyorum, ama iyi meyveyi kötüsünden ayırabilmek için hazırlıklı olmanız gerekir.
- Hakikati seven insanları, çevresindeki insanların yolunu aydınlatması için avize olarak koyacağım. (131, 5 – 7)
- Dünyada ruhi önderlere ihtiyacınız olduğu devirler sona erdi. Şu andan itibaren bu yolda giden herkes benim kanunumun yolundan başka bir yolda gitmeyecek, ne de kendi vicdanından başka bir önder arayacak.
- Buna rağmen hep insanlara önderliği ve ilhamıyla yardımcı olan büyük ışıklı ve büyük ruhi güçlü kadınlar ve erkekler olacak.
- Eğer başka türlü olsaydı, size çoktan Musa Peygamber ve Eliya Peygamber gibi insanları yollamış olurdum ki, onlar sizin gideceğiniz yolu çizsin ve size hep Tanrı’nın kanununu hatırlatsınlar. Onlar size destek oluyorlar, sizi koruyorlar, size eşlik ediyorlar, ama insan olarak değil, aksine ruhi dünyadan.
- Onları kim görüyor? Hiç kimse. Ama hazırlanırsanız, insanlarla hep bağlantı içinde olan ve büyük görevleri yapmaları gereken bu büyük ruhların yanınızdaki varlığını hissedeceksiniz. (255, 40 – 41)
|