METIN / PDF – açmak / kapatmak
ÜÇÜNCÜ ANTLAŞMA Bölüm 36… Iman, Hakikat ve İdrak
Jesus Christus´un Vahyi
Almancadan tercüme: Jasmin
Her Şeyi Yenen İman
Rab şöyle konuşuyor…
- Zayıflığı, zavallılığı, sefaleti ve tutkuları yenmek ve şüpheyi bertaraf etmek için iman ve iyi eylemler kaçınılmazdır ki, imkânsız olanın üstünden gelen erdemlerdir; onların karşısında zorluklar ve ulaşılması imkânsız şeyler gölge gibi kaybolurlar.
- “İkinci Devirde” bana inananlara: “İmanın sana yardımcı oldu!” dedim. İmanın şifa verici gücü, değiştirici kudreti olduğu ve onun ışığı karanlığı yok ettiği için onu öyle açıkladım. (20, 63 – 64)
- Ruhen gelişmeden hâlâ uzak olanlar bana: “Rab, sana inanıyorum, çünkü ben seni gördüm” demek için beni Jesus´un vücudunda görmek istiyorlar. Onlara: “Ne mutlu görmeden iman edenlere, çünkü onlar ruhen gelişmeleriyle beni kalplerinde hissetmiş olmanın ispatını gösterdiler” diyorum. (27, 75)
- İmanın ne olduğunu bilmenizi istiyorum öyle ki, ona sahip olanın eşi benzeri görülmemiş bir definenin sahibi olduğunu anlayın.
- Her kim bu iç ışıkla aydınlanmış olarak yaşarsa, dünya onu ne kadar yoksul bulsa da, kendisini asla hor görülmüş, terk edilmiş, zayıf veya yitik hissetmeyecek. Onun Babası’na, yaşama, hedefine ve kendisine inancı hayat mücadelesinde asla yıkılmasına izin vermeyecek. Ve ayrıca o hep büyük ve şaşırtıcı eserler bırakmaya muktedir olacak. (136, 4 – 5)
- İman, sonsuzluğun güvenli limanına ulaşıncaya dek yolunuzu aydınlatan bir deniz feneri gibidir.
- İman, bugün bir adım ileri, yarın ise bir adım geri giden, acıya karşı savaşmak istemeyen ve sadece Baba’nın merhameti sayesinde ruhun zaferine inanan ılık ve korkak insanların imanı gibi olmamalıdır.
- İman, ruhun hissettiğidir, Tanrı’nın içinde olduğunun bilincidir, Tanrı’yı sevip Onu içinde hissetmeye sevinmektir ve insanın kardeşlerini sevmesidir. Baba’nın adaletine inancı öyle büyüktür ki, insanların onu sevmesini beklemez, incitmeleri ve hataları affeder, ama liyakatleri yoluyla arınacağına inandığı için yarın ışıkla dolacağına inanır.
- İmanı olanda barış, sevgi ve iyilik vardır.
- O (imanlı insan) ruhen zengindir ve maddi dünyada bile; ama sizin kastettiğiniz zenginlik değil, gerçek zenginlik. (263, 12 – 16)
- Gerçek imanın varlığının ispatını şimdi size söylüyorum: Eğer kalp hayat sınavları saatinde ümitsizliğe kapılmazsa ve kritik anlarda barış ruhu doldurursa.
- İmanı olan benimle ahenk içindedir, çünkü ben yaşam, sağlık ve şifayım. Her kim gerçekten bu limanı ve bu deniz fenerini ararsa, mahvolmaz.
- Bu erdeme sahip olan insan biliminin ötesinde mucizeler yaratır, ruha ve daha yüce bir yaşama şahit olur. (237, 69 – 71)
Tanrı’nın Hakikatini İdrak etmek
- Eğer kalp iyi imana sahipse ve akıl ön yargılardan ve belirsiz düşüncelerden özgürse, o zaman insan yaşamın değerini daha iyi bilir ve hakikat daha çok berraklıkla idrak edilir. Eğer insan buna karşın kalbinde şüphe ve kibir, aklında yanılgılar besliyorsa, her şey bulanık görünür ve ışık bile ona karanlık olarak görünür.
- Hakikati arayın, o yaşamdır, ama onu sevgiyle, alçakgönüllülükle, metanetle ve imanla arayın. (88, 5 – 6)
- Dua edin, Babanız´a duada sorun, o zaman derin düşüncenizde sonsuz ışığımın kıvılcımını alacaksınız. Bir tek anda bütün hakikati alacağınızı beklemeyin. Çoktan beri hakikati arayan, keşfeden ve onun gizemlerini çözmeye çalışan, fakat henüz özledikleri amaca ulaşamamış olan ruhlar vardır.
- Tanrı tarafından adanmış Christus size o yolu: “Birbirinizi sevin” diyerek gösterdi. Bu yüce sözün menzilini tasavvur edebiliyor musunuz? Eğer insanlar bu öğretiye göre yaşasaydılar, insanların hayatı tamamen değişmiş olurdu. Sadece sevgi tanrısal gizemlerin hakikatini beyan edebilecek, çünkü o sevgi yaşamınız ve bütün yaratılanların kaynağıdır.
- Israrla hakikati arayın, hayatın anlamını arayın, iyilik yapmayı sevin ve iyilikte güçlü olun ve yanlış, halis ve mükemmel olmayan şeylerin adım adım benliğinizden sıyrılıp düşeceğini göreceksiniz. Tanrı’nın merhametinin ışığına günden güne hassaslaşın, o zaman Rabbiniz´e bilmek istediğiniz ve en yüce hakikate ulaşmak için ruhunuzun ihtiyacı olan her şeyi direkt sorabileceksiniz (136, 40 – 42)
- İnsanlık bana ulaşamadığı için ben insanlığa uğrayan “sözüm”. Size vahiy ettiğim hakikatimdir, çünkü hakikat hepinizin dileğime göre gideceğiniz krallıktır.
- Eğer ben size önceden birçok feragat eylemlerinde bulunmanız gerektiğini söylemezsem, hakikati nasıl keşfedeceksiniz?
- Hakikati bulmanız için bazen sahip olduğunuz şeylerden vazgeçmeniz ve hatta kendinizden feragat etmeniz gerekir.
- İçinde yaşadığı duvarları yıkmadığı sürece, bencil, materyalist ve vurdumduymaz insan hakikati göremez. Onun benim ışığımı yüz yüze görebilmesi için tutkularını ve zaaflarını yenmesi gerekir. (258, 44 – 47)
- Hakikati arayana ne mutlu, çünkü o sevgiye, ışığa ve iyiliğe susamış insandır! Arayın, böylece bulacaksınız, hakikati arayın ve o size doğru gelecek. Derin derin düşünmeye devam edin, ayrıca tanrısal bilgeliğin kitabına sorun, o size yanıt verecek, çünkü Baba ona ısrarla sorana karşı asla suskun veya vurdumduymaz değildir.
- Hakikati kitaplarda, hocalarda ve bilimlerde arayanların kaç tanesi sonuçta onu kendi içinde keşfedecek, çünkü her insanın içine sonsuz hakikatin tohumunu koydum. (262, 36 – 37)
- Sizi dolandıramam! Ben asla sahtekârlık yapamam, kendimi karanlıkta gizlemiyorum. Hakikatim hep çıplaktır. Fakat insanlar ruhumun çıplaklığını göremiyorlarsa, o sadece onu görmek istemedikleri içindir. Hakikatimi size herhangi bir giyimle gizlemiyorum. Benim çıplaklığım tanrısal ve temizdir, benim çıplaklığım kutsaldır, onu uzayın bütün yaratıklarına göstereceğim. Bunun sembolü olarak dünyaya çıplak bir insan olarak geldim ve çıplak olarak sizden ayrıldım.
- Benimkiler arasında hakikatin egemen olmasını istiyorum, çünkü ben hakikatinizdeyim ve hakikatinizde olacağım. Aranızda sevgi olmasını istiyorum ve sevgim hep sizin sevginizde olacak.
- Sadece bir hakikat, bir gerçek sevgi vardır ve bu hakikat ve sevgi içinizdeyse, o zaman sevginiz ve hakikatiniz benim olacak ve benim hakikatim ve sevgim sizin olacak. (327, 33 – 34)
- Işığım her ruhtadır. Şimdi siz ruhumun insanlara döküleceği devirde yaşıyorsunuz. Ondan dolayı hepinizin – alimler ve ayni şekilde bilgisizler, büyükler ve ayni şekilde küçükler, güçlüler ve ayni şekilde yoksullar – benim varlığımı yakında hissedeceğinizi size söylüyorum.
- Diğerleri gibi öbürleri de yaşayan Tanrı’nın hakikati karşısında sarsılacaklar. (262, 33 – 34)
Ruhsal ve Tanrısal Olanı Algılamak
- Ruhunda vicdanı olduğu için çocuklarımdan birisinin beni unutması imkânsızdır. O vicdan ruhumun ışığıdır ve o ışıkla er ya da geç beni tanıması gerekir.
- Bazıları için sözümün anlamını kavramak ve orada ışığı bulmak kolaydır, fakat diğerleri için sözüm bilmece gibidir.
- Bu devirde herkesin mesajlarımın ruhi esansını anlayamadığını söylüyorum. Anlayamayanlar yeni devirleri beklemek zorunda kalacaklar öyle ki, ruhları vahiylerimin ışığına gözlerini açsınlar. (36, 4 – 6)
- Eğer size benim bilgeliğimin sizin olacağını söylüyorsam, dünyada bir kez yaşamış olmak size vahiy etmek istediklerimi bilmek için yeterli olabileceğini mi sanıyorsunuz? Gelişmenin uzun yolunu kat etmeden insanların bilimine ulaşamayacağınızı söylüyorsam, o zaman ruhunuz tamamen gelişmeden ruhi şeyleri daha da az algılayabilirsiniz.
- Ruhi gelişmeyi bilime karşı koymuyorum, çünkü bu yanılgı insanların yanılgısıydı, asla benim değil. Tam tersine size ruhaniyeti maddi yaşamla, insancıl şeyleri tanrısal şeylerle ve geçici şeyleri sonsuz şeylerle ahenk içinde tutmanızı öğretiyorum. Fakat insanın yaşamın yolunda gidebilmesi için önce vicdanınızın gösterdiği yolu bilmesi gerektiğini size açıklıyorum. Vicdanın kanunu Tanrı’nın ruhundan kaynaklanır. (79, 38 – 39)
- Siz çok aşağılara düştünüz ve çok ruhaniyetten uzaklaştınız ki, doğal olan bütün bunları doğaüstü sanıyorsunuz, çünkü o ruhsaldır. Tanrısal olana doğaüstü diyorsunuz ve ruhunuza ait olanları da ayni şekilde görüyorsunuz. Bu bir yanılgıdır.
- Bunun nedeni ise sizin sadece duyularınızın veya insani zekânızın kavrama gücü alanında olanların görmeniz ve algılamanızdır. Ve duyularınızın ve aklınızın ötesinde olanların doğaüstü saydığınız içindir. (273, 1)
- Hem bilginin ışığını doğada arayan insan, hem de bilgeliğimi ruhi vahiylerde arayan insan başka yollarda bulamadığı hakikatleri onları bulacağı yolu kendi ayağıyla kat etmekle bulmalıdır. Ondan dolayı ruhunuzu arka arkaya (birden fazla) dünyada yaşamak için yolladım öyle ki, o ruh gelişmesiyle ve tecrübesiyle içinde olanı ve onun etrafını saran her şeyi keşfetsin.
- İsterseniz sözlerimi iyice sınayın, fakat yaşamı sonra o açıdan iyice okuyun ve inceleyin öyle ki, size söylediklerimin hakikati içerdiğini görebilesiniz.
- Sanki size bugün söylediklerimle geçmiş zamanlarda vahiy ettiklerim arasında çelişki varmış gibi görünecek, fakat bu çelişki yoktur. Yanılgıda olan insanlardır. Ama yakında herkes ışığa kavuşacak. (105, 54 – 56)
Ruhi İdrakin Şartları
- Alçakgönüllülük ruhun ışığıdır ve buna karşın onun eksikliği karanlıktır. Kibir bilgisizliğin meyvesidir. Bilgi yoluyla büyük olan ve erdemlerinden ötürü seçkin olan insan gerçek sadeliğe ve ruhi alçakgönüllülüğe sahiptir. (101, 61)
- Bırakın bütün kötü düşünceler sizden sıyrılsın ve asil düşünceleri kendinize çekin. Mutluluk maddi şeylere sahip olanlarda değil, bilakis insanın ruhen idrak ettiklerindedir. İdrak sahip olmaktır ve sonra da uygulamaktır.
- Gerçek bilgiye sahip olan insanın ruhu alçakgönüllüdür ve sadece dünyevi bilgiye sahip olmaya çabalayan ve anlamadıklarını inkâr eden o insan dünyevi bilgelikten gurur duymaz. İçinde ilhamlı bilgiyi taşıyan her insan doğru zamanda vahiy almaya muktedirdir, ayni şekilde o vahiyleri beklemekten anladığı gibi. Birçok insan kendisini bilge diye adlandırdı, fakat günden güne bütün ışığıyla parlayan güneş onlara bir gizem olarak kaldı.
- Birçoklari her şeyi bildiklerine inandılar, fakat size doğrusunu söyleyeyim, farkında olmadan yollarına çıkan karınca onlar için ayni şekilde anlaşılması imkânsız gizemle doludur.
- İnsanlar doğanın birçok mucizesini keşfedebilecekler, ama onu tanrısal sevginin yolunda yapmadıkları sürece, ruhun ölümsüz yaşamında var olan gerçek bilgeliğe ulaşamayacaklar. (139, 67 – 70)
İnsanların Gerekli Bilinç Gelişmesi
- Başlangıçtan beri insanlığa özgür düşünme izni verdim. Fakat o hep köle kaldı – bazen kendi yobazlığından, diğer durumlarda da “firavunun” ve “imparatorun” yanlış dünya görüşüne köleliğinden. İnsanlığın bu devirde ruhun ulaştığı özgürlük ve gözlerinin gördüğü aydınlık karşısında gözlerinin kamaşmış olması bundan dolayıdır. Çünkü onun ruhu bu özgürlüğe henüz alışmadı.
- İnsan idrak gücünü ruhaniyet için azalttı ve ondan dolayı da yobazlığın pençesine düştü, dolambaçlı yollardan gitti ve diğerlerinin iradesinin gölgesi gibiydi.
- O özgürlüğünü kaybetmişti, kendi efendisi değildi, ne de düşüncelerinin efendisi idi.
- Fakat hakikat arzusuyla özgürce sonsuzluğa doğru yükselmeniz için o zamanda zincirleri koparmanız ve kanatlarınızı açmanız gereken ışık devri geldi. (239, 4 – 7)
- İçinde yaşadığınız yüzyıl iki değerlendirme şekli gösterir: birincisi zekânın gelişmesi, ikincisi ise ruhi duraklama.
- Gerçekten tanrısal ışık aklınıza ışın saçar ve ondan dolayı size ilhamlarım gelir; onun meyveleri insanları şaşırtır, çünkü akıl şimdi özgürlük ve bilgi zenginliğini arzuluyor. İnsan doğayı incelemeye kendini veriyor, araştırıyor, keşfediyor, seviniyor ve şaşıyor, ama asla tereddütlü değil.
- Fakat her ne zaman onun ruhaniyete ve tanıdığı maddenin ötesindeki hakikate olan ilişkisini açıklığa kavuşturmak aklına gelirse, o ürkektir, bilinmeyenlere doğru, yasak sandığı şeylere ve (düşüncesine göre) sadece yüce ve Tanrı’nın gizemlerini çözmeye layık yaratıklara düşene doğru ilerlemek, onu korkutur.
- Burada o onu alçakta tutan irade yoluyla önyargıları yenmekten aciz, kendisini zayıf ve aptal gösterdi. Tamamen ters yorumların kölesi olduğunu burada gösterdi.
- Ruhi seviyede de gelişmediği sürece, insan zekâsının gelişmesi asla mükemmel olmayacak. Kendinizi sadece dünyevi yaşama adadığınız için ruhunuzun ne kadar çok geride kaldığını kavrayın.
- İnsan diğer insanların iradesinin kölesidir, büyünün, lanetlemenin ve tehditlerin kurbanı. Fakat insan bununla neye ulaştı? İnsanın sahip olması gereken en yüce bilgiyi kavramak ve ona ulaşmak için kendi dileklerinden vazgeçmesi; hep anlamsızca bir gizem saydığı ruhsal yaşamı açıklığa kavuşturmak için kendi kendine engel olması.
- Ruhsal yaşamın insanlar için dünyada sonsuza dek bir gizem kalacağını mı sanıyorsunuz? Eğer öyle düşünüyorsanız, büyük bir yanılgıdasınız. Size doğrusunu söyleyeyim, kökeninizi ve ruhunuz hakkında hiçbir şey bilmediğiniz sürece, bilimde çok ilerlemiş olsanız da, bitkiler ve hayvanlar arasında zavallı bir dünyada yaşayacaksınız. Savaşlarınızla birbirinizi yok etmeye devam edeceksiniz ve ıstıraplar hayatınızı yönetmeye devam edecek.
- Eğer benliğinizde ne taşıdığınızı keşfetmezseniz ve çevrenizdeki insanlarda ruhi kardeşinizi fark etmezseniz, birbirinizi gerçekten sevebilir misiniz? Hayır, insanlık, beni tanıdığınızı ve izimden gittiğinizi söyleseniz bile. Eğer öğretimi üstünkörü anlarsanız, imanınız, idrakiniz ve sevginiz sahte olacak. (271, 39 – 45)
- İnsanlar bende bilgisizliğin boyunduruğundan kurtulmak için cesaret bulacaklar.
- Eğer insanlar yaşamın şartı, kökü ve temeli olan ruhi bilgiye sahip değillerse, dünyada barış olacağını ve savaşların sona ereceğini, insanların kendilerini yenileyeceğini ve günahın azalacağını nasıl bekleyebilirsiniz?
- Size doğrusunu söyleyeyim, insanlar hakikatimi anlayıp uygulamadığı sürece, varlığınız bu dünyada kayan kumun üstüne inşa edilmiş bir bina gibi olacak. (273, 24 – 26)
- Kendi içine doğru ilerlemediği, gizemini bilmediği ve kendi esas benliğini tanımadığı için insana kendisinin kendisine bir yabancı olduğunu söylüyorum. Fakat ona ben bu devirde uzun yıllar boyunca kapalı kalan, bütün gizemlerin orada muhafaza edildiği ve size hemen “İkinci Devirde” ruhumun ışığıyla aydınlığa kavuşturacağımı vaat ettiğim “kitabın” içeriğini öğreteceğim.
- Şimdi siz gerçekten kendinizi tanıyacaksınız ve ruhunuzun içine ulaşacaksınız. O zaman kim olduğunuz bilmeye başladığınızı söyleyebileceksiniz.
- İnsan kökünü, hedefini, görevini ve yeteneklerini ve onun etrafında yaşayan ve hareket eden bütün sonsuz yaşamı tanıyacak. Çevresindeki insanları artık o incitemeyecek, insanların varlığını tehlikeye atamayacak, ne de etrafındaki herhangi bir şeyi kirletebilecek, çünkü her şeyin kutsal olduğunu kavramış olacak.
- İnsan ruhunda olanı idrak edecek ve o zaman ruhun harika olduğuna ve Babası´nın sonsuzlukta (öbür dünyada) hazırlamış olduğu yurdun da mükemmel olması gerektiğinin berrak bir tasavvuruna ve inancına sahip olacak. (287, 4 – 6)
|